Abdülhamit Han Kabri Başında Anıldı

Her yıl olduğu gibi bugün de burada, 99. İslam Halifesi ve 34. Osmanlı Padişahı Cennetmekân Sultan II. Abdülhamid Han’ın, vefatının yıldönümü vesilesiyle toplanmış bulunmaktayız.Dünyanın dört bir yanına İslam nizamını götüren o muhteşem neslin en güzide şahsiyetlerinden biri olan Sultan Abdülhamit’i vefatının 99. sene-i devriyesinde kabri başında dua ve rahmetle anıyoruz.

Abdülhamit Han Kabri Başında Anıldı
15 Şubat 2017 - 03:55 - Güncelleme: 15 Şubat 2017 - 04:10

Saygıdeğer Basın Mensupları, Aziz Milletimiz; Her yıl olduğu gibi bugün de burada, 99. İslam Halifesi ve 34. Osmanlı Padişahı Cennetmekân Sultan II. Abdülhamid Han’ın, vefatının yıldönümü vesilesiyle toplanmış bulunmaktayız. Dünyanın dört bir yanına İslam nizamını götüren o muhteşem neslin en güzide şahsiyetlerinden biri olan Sultan Abdülhamit’i vefatının 99. sene-i devriyesinde kabri başında dua ve rahmetle anı- yoruz. Davası için verdiği mücadeleyi tebrik ve teyit etmek, kendisini gerçek manada anlatmaya çalışmak ve Milli Görüşçüler olarak yarım asırdan beri davasını devam ettirdiğimizi bir kez daha haykırmak için buradayız. Yaşadığı döneminin insanlarının hakkıyla keşfedemediği bir siyasetçi ve devlet adamı olan Sultan II.Abdülhamid Han, hayatını inancı uğruna adamış bir insan, şefkatli bir baba, ayırım gö- zetmeden kendisi gibi düşünmeyen halkını da seven ve huzurunun temini için mücadele eden bir Sultan, ülkesinin ve milletinin ikbal ve istikbalini kendisininkine tercih eden büyük bir devlet adamı- dır. Özellikle dış siyasette devletlerarası dengeyi, ümmetin ve ülkesinin menfaatleri doğrultusunda en iyi şekilde temin eden strateji abidesidir. Yüksek maneviyatı, nezaketi, devlet adamlığı ve dehasıyla Osmanlı devletinin son dönemine ve yaşadığı asra damgasını vuran yüce bir şahsiyettir. Eğitime, sağlığa ve bilime büyük önem veren Sultan, bu amaçla Osmanlı'nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde kalan toprakları üzerinde 5 bin eğitim kurumu yaptırarak hem “hasta adam” olarak gösterilen Osmanlı’yı ilmi ve içtimai sahada dünyanın örnek aldığı bir seviyeye getirmiş, hem de Cumhuriyeti kuran kadroların yetişmesine vesile olmuştur. Günümüzde halen kullanılmakta olan birçok önemli okullar ve kurumlar, O’nun döneminin eserlerindendir. Maddi alanda olduğu kadar manevi alanda da son derece önemli yatırımlar yapan Sultan II.Abdülhamid Han, çoğu, şahsi parasından karşılanmak üzere, toplamı 1552 eserden oluşan; cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü ve imarethane yaptırmış, ülkenin dört bir yanını demiryollarıyla döşetmiştir. En önemli husus ise, bu büyük hizmet ve projeler hayata geçirilirken, emperyalistlerin sömürü aracı olan faiz belasına bulaşmamış, borç batağına düşmemiştir. Bilakis, tahta çıktığında üç yüz milyon altın olan Osmanlı İmparatorluğu’nun borcunu otuz milyon altın seviyesine kadar indirmiştir. Eğitim ve sosyal hayatın yanında dış politikada da önemli hamlelerin mimarı olan Sultan II.Abdülhamid Han, bugün Ortadoğu’da yaşanan dramı ve kargaşayı, bundan bir asır önce görmüş ve tek başına eşsiz bir mücadele örneği göstermiştir. Arz-ı mev’ud denen projeyi gerçekleştirmek ve ırkçı emperyalizmi hâkim kılmak için Ortadoğu’da Müslümanlara, günahsız sabilere ve kundaktaki yavrucaklara nefes almayı dahi çok gören Siyonistlerle mücadele etmiş, iktidarına mâl olaca- ğını bildiği halde, onlardan gelecek dostluğu ve menfaati Müslümanca bir vakarla reddetmiştir. Davası uğruna verdiği mücadele ve milleti için yaptığı hizmetlerden sadece birkaç örnek verdiğimiz bu denli müstesna bir şahsiyet, sonraki nesillere maalesef yanlış tanıtılmıştır. Halkı sefalet içerisinde kıvranırken, sırça köşklerde gününü gün eden vurdumduymaz bir padişah, milletinin kanı üzerine iktidar kuran zalim bir idareci olarak gösterilmiş ve “kızıl sultan” olarak yaftalanmaya çalışılmıştır. 

Değerli Basın Mensupları; Abdülhamid Han’ın mücadele ettiği zalim küresel sistemin bugünkü temsilcileri, Müslümanları dünyevileştirmek, değerlerimizin içini boşaltarak anlamsız bir hale getirmek suretiyle yeni bir stratejiye başvurmuştur. Bu stratejiye göre, İslam coğrafyasındaki yeraltı ve yer üstü zenginliklerini sömürmek, Müslümanları kurdukları zalim sömürü sisteminin karşısında tehlike olmaktan çıkarmak istemekte ve sonuçta düzenlerinin devamını sağlamak için çalışmaktadırlar. Son derece tehlikeli ve sinsi yürütülen bu stratejiye, bugün de yine Sultan II.Abdülhamid Han’ın feraset ve basiretiyle engel olmak boynumuzun borcudur. Ülkemizin ve İslam coğrafyasının bekası için Abdülhamid Han ve Erbakan Hocamızın, Siyonizm’in alçakça projelerini önlemeye yö- nelik verdiği mücadele yöntemlerini izlemek şarttır. Milli Görüş gençleri olarak, bu hakikatleri dile getirmekten, Abdülhamid Han’ın mücadelesini devam ettirerek hakikat sancağını taşımaktan son nefesimize kadar vazgeçmeyecek ve Adil Düzen’e dayalı “Yeni Bir Dünya”yı kuracağız. Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın Sultan II.Abdülhamid Han’ı Milli Nizam Partisi’nin kurucuları arasında göstermesi ve yüklendiğimiz Abdülhamit Han misyonu, o dönemde Milli Nizam Partisi’nin kapatılmasına sebep olmuş olsa da, artık bu topraklarda Milli Görüş kadrolarının yapmış olduğu çalışmalar neticesinde, Abdülhamid Han’a “kızıl sultan” demenin çok büyük bir cehalet olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır. Üzülerek müşahede etmekteyiz ki, son günlerde Abdülhamit Han’ı, “Ulu Hakan” olarak kabul eden bir kesim, onun ismini bazı “Siyasi Projelere” alet ederek hedeflerine ulaşmak için toplumun kutuplaştırılmasında bir argüman olarak kullanmaya çalışmaktadır. Bu durum tarihi gerçekleri ters yüz etmekte, Abdülhamit Han’ın Siyonizm’e karşı verdiği mücadeleyi unutturmakta ve Abdülhamit Han misyonuna zarar vermektedir. Bugün “Erbakan hoca haklıymış” demek Abdülhamit Han’ın “ruhaniyetinden istimdat” dilemekle aynı manaya gelmektedir. Unutulmamalıdır ki Abdülhamit Han’ın ruhaniyetinden istimdat dileyenler Osmanlı devletinin yıkılmasına sebep olanlardır. Bu vesile ile vefatının 99. sene-i devriyesinde cennet mekân Sultan II.Abdulhamid’i Han’ı ve hak dava uğruna mücadele vermiş olan tüm Mücahitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. Basın açıklamamıza katılan siz kıymetli misafirlerimize, basın mensuplarımıza ve bu toplantımızın gü- venliğini sağlayan emniyet güçlerimize teşekkür ediyor, hepinizi Allah’a emanet ediyoruz. Günü- nüz ve ömrünüz bereketli olsun. 


YORUMLAR

  • 0 Yorum