Askeriye de bir partinin genel başkanına bağlı olacak

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin genel başkanının aynı zamanda komutan olacağını belirterek, "Partinin genel başkanı aynı zamanda komutan da olacak. Hani kışlaya siyaset girmesin diyorduk. Askeriye de bir partinin genel başkanına bağlı olacak. Olur mu? Devleti kuranlarda akıl yok muydu? Bunları düşünmediler mi? Hepsini düşündüler. Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır" dedi.

Askeriye de bir partinin genel başkanına bağlı olacak
11 Nisan 2017 - 02:30 - Güncelleme: 11 Nisan 2017 - 02:45
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları kapsamında İzmit'e geldi. Kıçdaroğlu ilk olarak 10 Nisan Polis Haftası nedeniyle Kuruçeşme Polis Merkezi'ni ziyaret ederek, polislerin haftasını kutladı. Kendisini kapıda karşılayan polislerle selamlaşan Kılaçdaroğlu, İzmit İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Karakaş ile görüşerek, kalem hediye etti. Kılıçdaroğlu daha sonra İzmit'te bir düğün salonunda muhtar ve azalarının katıldığı toplantıya katıldı. Kılıçdaroğlu, Polis Haftası'nı kutlayarak, "Bugün Polis Haftası'nın birinci günü. Polis arkadaşlarımızın nasıl bir özveri ile çalıştıklarını biliyoruz. Kimimizin babası, kimimizin amcası, biz evimizde rahat uyuyalım diye onlar sabaha kadar görev yaparlar. Bu ülkenin hepimizin huzuru için çalışırlar. Polise sıkılan her kurşun millete sıkılmış bir kurşundur. Askere sıkılmış her kursun millete sıkılmış bir kurşundur. Polis arkadaşlardan her gittiğim yerde şunu istedim. Milletin ve halkın polisi olun. Bu halk sizi başınızın üstünde taşır. Nasıl özveri ile çalıştığınızı biliyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu anayasanın önemine değinerek, "Bu anayasa değişikliği için sağcısı, solcusu bütün vatandaşlar oylayacak. Anayasa değişikliği yapıyoruz. Önce kendimize şu soruyu soracağız. Ne demek anayasa. Anayasanın özü nedir ve niye önemlidir. Diğer kanunları 3-5 saatte bazen bir dakikada değiştiririz. Anayasayı kolay kolay değiştiremiyoruz. Anayasada değişiklik olduğu zaman çok sayıda milletvekilinin evet demesi lazım. Demezse vatandaşın oyuna başvurmamız lazım. Anayasanın özelliği şudur; Anayasa bir ülkede yaşayan bütün vatandaşların haklarını güvence altına alır. Bütün vatandaşların, ister doğu, batı, ister güney, ister kuzey, ister Almanya, ister Fransa'da Türkiye Cumhuriyeti kimliğini taşıyan herkesin can ve mal güvenliğini güvence altına alan kanuna biz anayasa diyoruz. İşin özü budur" dedi.

Kılıçdaroğlu vatandaşın can ve mal güvenliğini anayasanın koruduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Neden can ve mal güvenliği çok önemlidir. Anayasa hukukun üstünlüğünü savunur. Üstünlerin hukukunu değil. Hukuk üstünlüğü ne demek. Devlet dediğimiz bir kurum var. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, polis, jandarma, tapu müdürü, nüfus müdürü var. Devletin güçlüdür. Buna devletin gücü deriz. Vatandaşın gücü ne ? Vatandaşın gücü yoktur. Vatandaşın, polisi yoktur, istihbarat örgütü yoktur, ordusu yoktur. Vatandaş yaşayan devletin bir parçasıdır. Vatandaşın hakkını kim koruyacak devletin gücüne karşı ? Ona hukukun üstünlüğü deniliyor. Vatandaşın hakkını anayasa koruyacak. Anayasanın önemli özelliği bundan kaynaklanır. Anayasa sadece bizde mi var? Hayır. Aşağı yukarı demokrasiyi benimsemiş bütün ülkelerde anayasa vardır. Benim can ve mal güvenliğim veya sizin veya muhtarımızın veya bir kadının veya yeni doğan çocuğun veya anne karnında olan çocuğun can ve mal güvenliğini kim sağlayacak? Anayasa. Nasıl sağlıyor? Temel haklar, ekonomik haklar, siyasi haklarla. Saymış sırayla bunları alt alta bunların hepsi vatandaşın hakkıdır diyor. Vatandaşın bilgilenme hakkı da yine anayasal güvence hakkında. Diyor ki medya hürdür sansür edilemez. Niye basın hür. Vatandaş doğru bilgi edinsin diye. Basının üzerine herhangi bir organ baskı kurmasın diye. Yine şunu söyler anayasa. Silahsız ve saldırısız olmak şartıyla her vatandaş toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilir. Ben vatandaş olarak derdimi nasıl anlatacağım? Bir haksızlığa uğradım diyelim. Diyorum ki İstanbul'dan Ankara'ya kadar yürüyeceğim. Kimse dokunmamalı. Anayasa bu güvenceyi veriyor. Vatandaş bu hakkını geniş kitlelere duyuracak. Gider gazetelere basın toplantısı yapar, dergilere derdini anlatır. Bunun güvencesi anayasadır. Anayasa aynı zamanda devletin çatısını anlatır. Nedir devletin çatısı? En başta cumhurbaşkanı, başbakan, TBMM bütün bunların hepsini anayasa belirler."

CUMHURBAŞKANI TARAFSIZ OLMALI

Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Baştan beri cumhurbaşkanı tarafsızdır. Yeni yapılacak düzenlemede cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin de genel başkanı olacak. Yani tarafsız olmayacak. Yani hem a partisi genel başkanı, hem de başkan olacak. Şunu düşünebilirsiniz cumhurbaşkanı tarafsız olmasa da olur. Tarafsızlığın önemi nedir, neden cumhurbaşkanları tarafsızdır? Cumhurbaşkanının tarafsızlığı adı üstünde cumhurun yani 80 milyonun başkanıdır. Hangi parti, hangi kimlik, hangi inanç, hangi bölgede yaşarsa yaşasın 80 milyonu cumhurbaşkanı temsil eder. Nasıl bayrakla temsil eder. Türk Bayrağı ile Türkiye'yi temsil hakkı sadece cumhurbaşkanına aittir. Ben temsil edemem, sayın Binali Bey, Devlet Bahçeli temsil edemez biz tarafsız değiliz. Anayasaya göre yemin ettiğimizde de biz tarafsız değiliz. Bize tarafsızlık maddesi yok. Gideriz ülkenin birliği bütünlüğü için yemin ederiz, tarafsızlık için etmeyiz. O yemini sadece cumhurbaşkanı eder" dedi.

CUMHURBAŞKANI MAKAMI ORTAK PAYDAMIZDIR

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı makamının bir parti makamına dönüşmesi durumunda ortak payda olmaktan çıkacağını ifade ederek, "Cumhurbaşkanı makamı bizim ortak paydamızdır. Eğer cumhurbaşkanı makamını bir parti makamına dönüştürürseniz o zaman ortak payda olmaktan çıkar. Kimi temsil eder kendisine oy veren partilileri temsil eder. O zaman cumhurun başkanı olmaz. Oy kullanırken sandığa giderken evet veya hayır oyu kullanırken bunu düşünmek zorundasınız. Bunun partilerle ilişkisi yok. Kişilerle de ilişkisi yok. Devlet yönetimiyle ilgisi var. Bugün a kişi gelir, yarın b kişisi gelir. Hem partinin genel başkanı, hem cumhurbaşkanı doğru mudur yanlış mıdır? Elinizi vicdanınıza koyup karar vereceksiniz" dedi.

PARTİNİN GENEL BAŞKANI AYNI ZAMANDA KOMUTAN OLACAK

Kılıçdaroğlu partinin genel başkanının aynı zamanda komutan olacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Partinin de genel başkanı olsun. Partinin genel başkanı olursa cumhurbaşkanı hakim de tayin edecek. Ben hakim tayin edersem Ak Partili vatandaşın davası o hakime düşerse doğru karar verse bile ona inanır mı? İnanmaz. Ben de inanmam. Onun için tarafsız olması lazım. Partinin genel başkanı aynı zamanda komutan da olacak. Hani kışlaya siyaset girmesin diyorduk. Askeriye de bir partinin genel başkanına bağlı olacak. Olur mu? Devleti kuranlarda akıl yok muydu? Bunları düşünmediler mi? Hepsini düşündüler. Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Hakim tayin ettiğiniz andan itibaren adaleti çökertirsiniz. Adalet, hak, hukuk çok önemli bir kavramdır. Bütün inançların temelinde adalet vardır. Bütün inançların temelinde adalet, hak, hukuk vardır. Eğer siz adaleti hakkı ve hukuku bir siyasi parti genel başkanına teslim ederseniz ülkenin geleceğini karanlığa yönlendirirsiniz. Tercih kimin? Tercih milletindir. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Yanlış mı yapıyoruz doğru mu yapıyoruz. Eğer biz doğru karar verirsek demokrasiyi savunmuş olacağız. Cumhurbaşkanlığı makamına karşı değiliz."

HATA YAPARSA 80 MİLYON ÖDEYECEK

Kılıçdaroğlu yanlış yapılana muhalefet ettiklerini belirterek, "Bu anayasa değişikliği işsizliği mi çözüyor, dış politikayı mı düzeltecek, demokrasiyi mi geliştirecek, terörü mü bitirecek ? Tek kelime yok. Sen terörü bitirdin de bir Allah'ın kulumu çıktı, sen ekonomide istikrarı sağlayacaktın da biz sana engel mi olduk ? 15 yıldır iktidardasınız, istediğin kararı alıyorsun. Bütün bakanlar senden mi? Senden. Bu milletten ne istiyorsun arkadaş. Her istediğin verildi. Biz neye muhalefet ettik. Yanlış yapıldıysa muhalefet ettik, doğru yapıldıysa destek verdik. Son bir ayda mecliste 100'ün üstünde kanun oy birliği ile çıktı. Binin üzerindeki kanunlar meclisten oy birliği ile çıktı. Türkiye'nin çıkarına lehine neyse zaten destek veriyoruz. Bütün imkanlar varken meclisi alıp bir kenara koyalım tüm yetkileri bir kişiye verelim. Ya o kişi hata yaparsa faturayı 80 milyon ödeyecek. Freni olmayan bir otobüse çocuklarımızı bindiriyoruz. Yazık günah değil mi? Denetimi yok bu işin. Al 80 milyonu, al Türkiye'yi tepe tepe kullan" dedi.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ BİRİLERİNE TESLİM EDERSENİZ

Cumhurbaşkanına verilen yetkiye değinen Kılıçdaroğlu, "Bir partinin genel başkanı, Genelkurmay Başkanını tayin edecek. Eğer bir kişiyi ikna ederseniz, bir kişiyi kandırırsanız, bir kişiyi satın alırsanız, 24 saat içerisinde Türkiye Cumhuriyeti'ni birilerine teslim edersiniz. Neden çünkü o bir kişiye öyle bir yetki veriyorsunuz ki 24 saat içinde bütün bakanlar, müsteşar, vali, kaymakamlar, emniyet müdürlerini değiştirebilir. Tek yetki ile. Çoluk çocuğumuzun can ve mal güvenliğimizi düşünelim. Bir kişiye öyle yetkiler veriyoruz ki bir sanayicinin malına bir madde ile el koyar. Hani can ve mal güvenliği. Hiçbir devlet memurunun güvencesi kalmıyor. Bütün güvence bir kişinin iki dudağı arasında. Onun kaderini bir kişi veriyor. Devlet memuru kavramı ortadan kalkacak" dedi.

PARLAMENTER SİSTEMDE EKSİKLİKLER GİDERİLEBİLİR

Kılıçdaroğlu, parlamenter sistemdeki eksikliklerin giderilebileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bu demokratik bir anayasa mı? Oturulup düşünülmesi lazım. Burada biz konuşuyoruz. Ama her birinizin sorumluluğu var. Vatandaşa anlatma sorumluluğumuz var. Doğruları anlatma sorumluluğumuz var. Memleket sadece benim değil ki hepimizin memleketi. Bayrak hepimizin bayrağı. Benim gibi düşünmeyen insan da düşüncesini özgürce söylesin. Bu sistemi savunuyor musunuz? Parlamenter sistemde eksiklik var mı? Bu eksiklik giderilebilir. 12 Eylül darbe hukukundan kaynaklanıyor. Evet çıkarsa ne olur ? Evetin vebali ağırdır. Türkiye nereye gittiği belli olmayan bir yolculuğa çıkmış olacak. Bir kaosa sürüklenmiş olacak. Bir kişinin yaptığı hata 80 milyona mal olacak. Bu ülkeye turist gelmeyecek. Hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku olacak. Sonra dönüp bakacağız memleketin sorununu kim çözüyor. Vatandaş milletvekilini arayacak 'benim sorunumu çözün' diye. Bakan telefona bile çıkmayacak. Meclise gelip meclise hesap vermeyecek. Hesap vermeyecek yönetim olur mu ? Apartmanda bile yönetici var. Burada onların hiçbirisi yok. Efendim denetlenecek. Ne zaman 400 milletvekili bulursanız. Ne başkan yardımcıları, ne bakanlar hiçbiri milletvekili değil, dokunulmazlığı ömür boyu. Milletvekilinin dokunulmazlığı milletvekilliği süresince geçerli. 4 yıl sonra dosya varsa savcı çağırır gel kardeşim. Bunların dokunulmazlığı ömür boyudur kimse dokunamaz. Malı istedikleri gibi götürebilirler. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. İşin özü hepimize sorumluluk düşüyor. Gelin hep birlikte bir bayram havası içinde sandığa gidelim hayır oyumuzu kullanalım ve bütün dünyaya şu mesajı verelim. Bütün baskılara rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları demokrasiye sahip çıktılar. Demokrasiyi yücelttiler. Emin olun dünyada en büyük itibarı kazandıran bir referandum olacak. Tüm baskılara rağmen gitti millet demokrasiye sahip çıktı, tek adam rejimine değil. Teklik sadece Allah'a mahsustur."

TEK KİŞİLİK YÖNETİMDE ONUN HATASININ DÜZELTİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu muhtar ve azaların katıldığı toplantının ardından sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle aynı salonda toplantı yaptı. Kılıçdaroğlu bir kişinin hatasını 80 milyonun ödeyeceğini belirterek, "Tarihe, demokrasiye, bayrağa, vatana karşı sorumluluğumuz var. Bir kişiye yetki vermek Türkiye'yi nereye götürür ve niye verelim. Babalarımız bize öğretti akıl akıldan üstündür. Hata insana mahsustur, başka canlıya değil. Bir kişi hata yaparsa faturayı 80 milyon kişi ödeyecek. Demokratik sistemde bir kurum, bir kişi hata yaptığında onu başka bir kurum düzeltir. Tek kişilik yönetimde onun yaptığı hatanın düzeltilmesi mümkün değil. Faturayı vatandaş öder. Şunu düşünebilirsiniz bir kişiye de verelim diyebilirsiniz. Sorun burada değil, sorun milli iradenin tecelli ettiği bir mekanı bir kişinin fesih etmesidir. 80 milyonun iradesini ben tanımıyorum, istediğim zaman fesih ederim. Bir kişinin iradesi mi güçlüdür, 80 milyonun iradesi mi güçlüdür ? Neden egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dedik. Bir kişi kalkıp hiçbir gerekçe göstermeden meclisi neden fesih ediyorum desin. Ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı kim evet diyorsa çıksın bunun makul bir cevabını versin. Bir anayasa değişikliği yapıyoruz çıksın anlatsınlar. Vatandaş bu yetkiyi hangi gerekçe ile versin. Bir sabah kalkacak dün mecliste beni eleştirmişler, bende bu meclisi fesih ediyorum diyecek. O zaman neden milli iradeden söz ediyoruz. Fesih görev süresi dolmadan bir kurumun, bir meclisin iradesinin dışında görevinin sonlandırılmasıdır. Fesih budur. Meclisin görev süresi dolmadan meclisin iradesinin dışında bir başka irade meclisin görevini sonlandırıyorsa fesih budur" dedi.

BAKANLIK KURMAK VE KALDIRMAK KENDİ YETKİSİNDE

Kılıçdaroğlu bakanlık kurmak ve kaldırma yetkisinin bir kişinin elinde olacağını ifade ederek, "Hepimiz demokrasi içinde yaşamak istiyoruz. Seçim olsa gelip burada seçim propagandası yaparım. Ama seçim değil, anayasa değişikliği ve niçin böyle bir yetkiyi bir kişiye veriyoruz. Bugün kaç bakanlığın olacağına TBMM karar verir. Bir kişi belirlemez. Demokratik parlamenter sistemde ortak akılı egemen kılarız. Yeni gelecek tek adam rejiminde arzu ettiği bakanlığı kurmak ve kaldırmak kendi yetkisindedir. Yeni bir bakanlık kurdum diyecek, Resmi Gazete'de siz sadece okuyacaksınız. Kaç bakanlığın olacağına ve kaç başkan yardımcısının olacağına bir kişi karar verecek. İşi ehline veriniz. TBMM, vali, doktor, büyükelçi kim olacak nitelikleri belirler. Hükümet o niteliklere uygun birisini belirler. Bugünkü düzende bir kişinin müsteşar olması için 12 yılını devlette geçirmesi lazım. Tek adamda başkan mezun olmayan birisini tayin edebilir" diye konuştu.

KIŞLA, ADLİYE, CAMİYE SİYASET SOKUYORLAR

Üstünlerin hukukunun kurulmak istendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Hak, hukuk, adalet bir kişiye teslim ediliyor. İnsaf denen bir şey var. Diyorlar ki Kılıçdaroğlu doğruyu söylemiyor. Onların ifadesiyle söyleyeyim 'Kılıçdaroğlu yalan söylüyor' diyorlar. Desinler ki şu cümle yalan desinler. Tam tersi miting yapıyorlar, mitingin konusu anayasa değişikliği değil, mitingin konusu Kemal Kılıçdaroğlu. 18 maddeye baktım Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili bir madde yok. Vallahi de yok, billahi de yok. Miting yapıyorsun vatandaşa neden evet demesi gerektiğini anlat. Sabah, akşam, ikindi Kılıçdaroğlu. Yav Kılıçdaroğlu size ne yaptı arkadaşlar ? Bu ülke kanla, gözyaşıyla kuruldu. Bunların tamamından hepimiz sorumluyuz. Bir kararname ile sendikaları, mimar mühendis odalarını kapattık diyebilir. Bugünkü düzende kapatması için meclisten kanun çıkartması lazım. Biz adaletin içine siyaseti koyuyoruz. Yenikapı'da söyledim, 12 madde saydım. Bir daha darbe olmasın diye 12 madde saydım. Bunlardan biri kışla, adliye, camiye siyaseti sokmayın kardeşim dedim. Bunları söyledik şimdi tam tersini yapıyorlar. Kışla, adliye ve camiye siyaset sokuyorlar. Üstünlerin hukukunu yapmak istiyorlar. 4 milyon Suriyeli var. Evet çıkarsa Suriyelilere vatandaşlık verecekler. Gözünüz aydın. Zaten çocuklarımız işsiz dışarıdan işçi ihraç ediyoruz derseniz buyurun getirin. Ben şehit olacağım, o burada sefalar sürecek. Benim esnafım vergi ödeyecek, onlar ödemeyecek. Benim çocuğum sınava girecek, onlar girmeyecek. Bu hak mı? Bana hayır demeniz önemli değil. Sandığa gidip orada diyeceksiniz. Boşuna mı diyorum evet demenin vebali ağırdır."

ŞEHİT AİLELERİNİ ZİYARET ETTİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli'nin Körfez İlçesi'nde şehit ailelerini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu ilk olarak şehit onbaşı Erdi Demirer'in baba ocağını ziyaret ederek, ailesi ile görüştü. Kılıçdaroğlu şehidin evinden ayrılırken çocuklar etrafını sardı. Kılıçdaroğlu çocukların isteklerini kırmayarak beraber fotoğraf çektirdi. Çocuklara oyuncaklar hediye edildi. Kılıçdaroğlu daha sonra şehit onbaşı Abdulsamet Özen'in evini ziyaret ederek, babası Hüseyin ve annesi Hayriye Özen ile görüşerek başsağlığı dileğinde bulundu. Kılıçdaroğlu polislerle selamlaşarak Polis Haftası'nı kutladı.

'TÜRKİYE'Yİ SAYGIN BİR ÜLKE HALİNE GETİRECEĞİZ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli'nin Körfez İlçesi'nde bir salonda kadınların katıldığı toplantıya katıldı. Toplantıya katılan kadınlar arasında 107 yaşındaki Gülten Fırıncı da yer aldı. Kılıçdaroğlu kadınlara seslenerek, "Allah'ın kadınlara verdiği bir avantaj var. Sezgileri güçlü ve tehlikeyi önceden görüp biliyorlar. Bu kadar güzel sezgiye sahip olan anneler ve kadınlar 16 Nisan'da eminim gidecekler ve hayırlı bir iş yapacaklar oylarını kullanacaklar. Oylarınızı nasıl kullanacaksınız? Hayır oyumuzu kullanacağız elbette ki. Çocuklarımız için, ülkemiz, geleceğimiz, birlikte yaşamak için, bayrağımız için sandığa gideceğiz. Bu referandumun hepimiz için önemi çok büyük. Demokrasi için, birlikte yaşamak için, çocuklarımıza iş aş için, Türkiye'nin geleceği için birlikte mücadele edeceğiz. Tercihlerimizi birlikte oylarımızı hayırlı olarak kullandığımız zaman Türkiye'yi dünyada saygın bir ülke haline getireceğiz" dedi.

Ülkede huzurun demokrasiden geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Sizler evimizin direğisiniz, sizler evlatların yetişmesini istersiniz. Anne yemez yedirir, giymez giydirir, çocuklarının en iyi okulda okumasını ister, iyi bir hayat sürdürmesini ister, işi aşı olmasını ister, her şeyi ister ve istediği her şeyde de anne haklıdır. Annenin en büyük arzusu çocuklarını en iyi yerde görmektir. Biz bunu demokrasi içinde göreceğiz. Benim çocuklarım da, sizin çocuklarınız da, akrabalarımızın çocukları da hiç tanımadığımız ailenin çocukları da huzur içinde yaşasın. Evimizde huzur, ülkemizde huzur, evimizde bereket, ülkemizde bereket olsun. Bunun yolu demokrasiden geçiyor. Bunun yolu birliktelikten geçiyor. Bunun yolu Türkiye'yi tek adama teslim etmemekten geçiyor" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu demokrasiya sahip çıkılmasını isteyerek, şöyle konuştu:

"Birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. Birlikte yaşayıp birlikte gülmeliyiz. Yeri geldiğinde acılarımızı paylaşmalıyız. Bunun tek yolu var birlikte yaşama iradesini ortaya koymak. Benim gibi düşünmeyen insan da düşüncelerini özgürce dile getirebileceği bir Türkiye'yi arzuluyoruz. Anneler hep birlikte meclisin yetkilerinin alınmasına karşı çıkacağız. Çocuklarımıza sahip çıktığımız gibi onlara bayram eden meclisimize sahip çıkacağız. Demokrasiyi elimizden almak istediler vermedik. Meclisin yetkisini almak istediler, vermedik. Meclisin feshi yetkisini bir kişiye vermek istediler, vermedik diyeceğiz. Hep birlikte onurlu bir mücadele yapacağız. Hep birlikte demokrasiye sahip çıkacağız."

YORUMLAR

  • 0 Yorum