Azerbeycan daki tutuklularla dayanışma eylemi yapıldı

İstanbul Besişta'daki Azerbeycan konsolosluk önünde toplanan Tutuklularla dayanışma platformu üyeleri tutuklulara ,basın açıklaması ve sloganlarla destek verdiler

Azerbeycan daki tutuklularla dayanışma eylemi yapıldı
13 Aralık 2015 - 16:05 - Güncelleme: 13 Aralık 2015 - 18:39

Talip AKSOY 

Hakikat haber /Beşiktaş

Azerbaycan hicab ve tutuklularına yardım ve dayanışma platform üyesi 500 kişilik 

komite  bayan ve erkek  çocuk olmak üzere katılarak yürüyüş ve sloganlarla destek verdiler.Ercan ALAGÖZ konuyu anlatarak azarbeycan daki zülmü anlattı,akabinde Kudüs tv yayın yönetmeni Nurettin ŞİRİN

Tutuklu Müslümanlarla Dayanışma Platformu” olarak, ümmet ve kardeşlik sorumluluğu ile Azerbaycan’daki hicab ve tutsakları ile dayanışma içinde olduğumuzu ve bu mücadelelerinde onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımızı, zulüm ve tuğyanın tüm zincirleri kırılıncaya kadar da bütün varlığımız ile bu kardeşlerimizle omuz omuza olacağımızı bir kez daha haykırmak üzere, günü  Azerbaycan konsolosluğuna bir protesto yürüyüşü  düzenledik  Bu kardeşlerimiz orada İslam’ın mukaddesatını ve Müslümanların onur ve namusunu savunmak için göğüslerini siper ederlerken, zindan, şehadet ve işkencelere boyun eğmeyip izzetli bir şekilde İslami direniş bayrağını yükseltirlerken Rabbimizin buyruğu üzere zulme uğrayan Müslümanlarla dayanışma içinde olduğumuzu göstermek için buradayız dedi. konuşmalarını yaptılar,Basın açıklamasını Sena KIVANÇ hanımefendi yaptılar.

TUTUKLU MÜSLÜMANLARLA DAYANIŞMA KOMİTESİ BASIN AÇIKLAMASIBismillahirrahmanirrahim

“Müminler o kimselerdir ki, bir zulme uğradıklarında birleşir yardımlaşırlar” (ŞURA 43)

Değerli bacı ve kardeşlerimiz, Bilindiği üzere bir İslam ülkesi olan Azerbaycan, Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşmuş ve müstakil bir Azerbaycan devleti kurulmuştu. Sovyet Rusya döneminde bütün Müslüman cumhuriyetlerde olduğu gibi, Azerbaycan’da da müslümanlar unutulmaz zulümlerle karşılaşmış, İslam’ın değerleri ve mukaddesatı sürekli saldırı ile karşı karşıya kalmıştı. Kardeş Azerbaycan Müslüman halkının bağımsızlığını elde etmesiyle birlikte, İslami köklerine daha çok yönelmeye, İslam’ın değerlerine daha çok sahip çıkmaya ve hayatını İslam’ın hükümlerine göre düzenlemeye başladı.

Azerbaycan halkı içinde özellikle gençler arasında gittikçe yükselen bu İslami uyanış bir taraftan ülkedeki tağut diktatörlüğünü kaygılandırarak bu sürecin kendi sulta ve diktalarına son vereceği korkusuna sevk ederken, diğer yandan da Azerbaycan üzerinde şeytani hesaplar yapan Siyonistleri de bu İslami uyanışı durdurmak için planlar yapmaya itmiştir. Sonuçta ülkedeki Aliyev diktatörlüğü ile siyonist İsrail rejimi arasında kurulan stratejik ittifakın ilk hedefi, İslami uyanışı ezmek olmuştur.

Bu amaçla önce camilerin yıkılması ile başlayan İslam düşmanlığı ardından ‘okullarda başörtüsünün yasaklanması’ ile devam etmiş, bu zulüm ve ihanetlere karşı tepki gösterenülkenin dindar insanları tutuklanıp zindanlara konulmuştur. Bugün hicab yasağını protesto ettiklerinden dolayı 200’den fazla müslümanın zindanlarda bulunduğu Azerbaycan’da, Dr. Mövsüm SamedovHacı Abgül SüleymanovZülfikar MikayilzadeHacı Tale BağırovHacı Feramiz gibi Müslüman halkın uyanışında önderlik eden nice ‘İslam alimi’ ve ‘dindar siyasetçiler’zalim rejimin hedefi haline gelmiş, bu şahsiyetler ‘rejim güçlerinin komploları ile tutuklanıp’ ağır hapis cezalarına çarptırılırken, tutsak Müslümanlardan Vakıf Abdullayev ‘zindanda şehid edilmiştir’.

Azerbaycan’daki ‘İslami uyanışın genç liderlerinden’ mücadeleci İslam alimi Hacı Tale Bağırov, daha önce hicaba özgürlük eylemlerine önderlik ettiği gerekçesiyle tutuklanıp 1.5 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra 4 ay kadar önce serbest kalmasının ardından, ‘hicab direnişindeki kararlılığından dolayı’ sahte suçlamalarla tekrardan tutuklanıp cezaevine konulmuştur

Taleh Bağırzade neden tutuklandı ?


Daha önce 2011 yılında ilk olarak Başörtüsü yasakları ve Camilerin yıkılmasına itiraz ettiği için uydurma, uyuşturucu ve silah bulundurma suçlamasıyla tutuklanan Taleh Bağırzade , Azerbaycan’daki 142 kişilik Siyasi tutuklular listesine alınmıştı.

2013 yılında serbest bırakıldıktan sonra itirazlarına devam eden Taleh Bağırzade itirazlarına devam etmesi sonucu, tekrar uyuşturucu bahanesiyle tutuklanmış 2015 yılında yine serbest bırakılmıştı. Taleh Bağırzade’yi bu şekilde sindiremeyeceğini gören Aliyev rejimi onu uzun seneler içeride tutacak ve halk nezrindeki itibarını azaltacak bir plan hazırladı.

İlk adım olarak televizyonlarda, Boko Haram ve IŞİD örgütlerinin liderleriyle resmi yan yana koyularak bu dini liderler ne yapmak istiyor denildi? Daha sonra Polis Şubesine çağırılan Taleh Bağırzade hiçbir sebep yokken darp edildi.
 

Taleh Bağırzade her şeye rağmen kendisine inanan insanlara itidalli olmayı ve bu oyunlara gelmemeyi tavsiye etti. Bu şekilde bir sonuca varamayacağını anlayan Aliyev rejimi son planını devreye soktu. Namaz vakti, çöp arabasıyla gizlice Nardaran’a girdiler. Kalaşnikof ve ses bombalarıyla Taleh Bağırzade’nin bulunduğu eve yapılan baskında 5 kişiyi şehit edip bir çok kişiyi yaraladılar. Evde olaya şahit olan herkesi, şehit ve yaralılar da dahil yanlarına alarak, arkalarına ateş ede ede olay yerinden hızlıca ayrıldılar.
 


Hali hazırda Taleh Bağırzade terörizm şubesinde işkenceye uğramaktadır. Rejimin planının son aşaması Taleh Bağırzade’den terör eylemleri planladığına dair yalan beyan almak ve bunun televizyonlarda yayınlayarak, halk nezdinde Taleh Bağırzade’yi bitirmektir.
 

Akılda kalan sorular;
1) Taleh Bağırzade daha önce Polis şubesinde çağrıldığı her defasında, şubeye gelmesine rağmen neden bu kez bir defa bile çağrılmadı ?
2) Neden bu olayla televizyonlardaki akıl almaz kara propagandanın hemen sonrasında meydana geldi ?
3) Azerbaycan polisi çok daha zorlu operasyonlarda bile video kaydı alırken neden bu sefer kayıt alınmadı ?
4) Neden dindarların internet siteleri ve facebook hesapları operasyonla aynı saatlerde saldırıya maruz kaldı ? Rejim neyi saklamaya çalışıyordu ?
5) Neden bu olaylar Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 12. ISESCO (İslami Eğitim Bilim ve Kültür Organizasyonu) Konferansındaki „Azerbaycan’da hiçbir zaman dini mücadele olamaz!“çıkışından sonra gerçekleşti 

 

Onbin Kişi Abluka Altında
 

Azerbaycan’ın başkentinde 21. yüzyılda 10.000 kişilik bir topluluk kendi hükümeti tarafından ablukaya alınmış durumda.
 

Polisin Perşembe günü Bakü’nün Nardaran köyünde gerçekleştirdiği operasyonda eski siyasi tutuklu olan Taleh Bağırzade ve beraberinde bulunan 14 kişi tutuklanırken, silahsız 5 yerli sakin kalleşçe şehit edildi. Nardaran halkı kısa sürede ayaklanarak Taleh Bağırzade’nin serbest bırakılmasını ve şehitlerinin naaşlarını talep ettiler.
3 gündür süren eylem süresince köyün bütün girişleri polis kuvvetleri tarafından kapalı tutuluyor.
Köye herhangi bir erzak arabasının, hatta bireysel olarak yardım getiren şahısların bile girmesine izin verilmiyor. Var olan erzaklar artık tükenmek üzere. Elektrik ve gazı kesilen köy halkı buldukları çalı çırpıları yakarak ısınmaya çalışıyor.Telefon ve internet bağlantısın da kesilmesiyle iletişim çok zorlaşmış durumda. Cep telefonları da elektirik olmadığından şarj edilemiyor.

Uluslararası sivil toplum kuruluşlarının, olay bir faciaya dönüşmeden acilen tepkilerini bildirmeleri gerekiyor.
 

 

Değerli bacı ve kardeşlerimiz, Yine hatırlatmak isteriz ki, bugün Azerbaycan’da zindanlarda bulunan bu hicab tutsaklarının, özelde de Hacı Tale Bağırov’un en belirgin özelliği, ‘siyonist işgal rejimine karşı’ Filistin halkı ile ortaya koydukları dayanışma ve bu gasıp düşman karşısında direnişleridir. Onlar Ermeni çetelerinin işgali altındaki Karabağ topraklarının özgürlüğü için ne kadar mücadele veriyorlarsa, Kudüs’ün özgürlüğü için verdikleri mücadele ‘ondan daha fazladır.’ Gazze direnişiFurkan SavaşıMavi Marmara ve Kudüs Günü dolayısıyla düzenledikleri eylem ve etkinlikler üzerine ‘siyonistlerin hedefi haline gelmişlerdir’.

Değerli bacı ve kardeşlerimiz, Abgül SüleymanovMövsüm Samedov, Tale Bağırov gibi mücadeleci İslam alimleri ‘sadece Azerbaycan halkının değil’, bütün dünya Müslümanlarının iftiharıdırlar. Onlar ‘İslam’ın aziz değerlerinin savunulması için’ canlarını ortaya koyan kahraman İslam fedaileri; zulüm, tuğyan ve istikbar karşısında ‘evrensel İslami uyanışın sönmeyen meşaleleridirler.’ Onlar direniş meydanları ve zindanlardan başka bir yerde olmadılar; onlar baskılara, tehditlere boyun eğmediler.

Azerbaycan halkı içinde saygın bir konuma sahip mücadeleci İslam alimlerinden Hacı Tale Bağırov, konuşmalarında sürekli olarak “bizim yerimiz ya meydanlardır, ya da zindanlar. Ya bizi meydanlarda katledersiniz, ya da zindanlarda. Ama asla yolumuzdan döndüremezsiniz. Ölene kadar dinimizi ve mukaddesatımızı savunmaya devam edeceğiz, zira bizim mektebimiz direniş ve şehadet mektebidir” diyordu.

 

Şimdi bizler de değişik İslami kuruluşlar tarafından teşkil edilen “Tutuklu Müslümanlarla Dayanışma Komitesi” olarak, ümmet ve kardeşlik sorumluluğuyla ‘bu yiğit ve kahraman kardeşlerimizle’ dayanışma içinde olduğumuzu, kutlu mücadelelerinde onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımızı, zulüm ve tuğyanın tüm zincirleri kırılıncaya kadar da bu kardeşlerimizle omuz omuza olacağımızı bir kez daha haykırıyor, Hicab direnişi önderi Hacı Abgül Süleymanov’un şahsında ‘direnişin tüm erlerini’ ve ‘bütün Müslüman tutsaklarını’ selamlıyoruz.  

 

Tutuklu Müslümanlarla Dayanışma Komitesi


YORUMLAR

  • 0 Yorum