Çağını Aşan Velî Hacı Hasan Efendi

Anadolu Erenleri’nden Hacı Hasan Efendi (ks) Kayseri’de yüzbinlerce seveninin iştirakiyle anıldı. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında Hacı Hasan Efendi’yi anma programları devam ediyor.

Çağını Aşan Velî Hacı Hasan Efendi
31 Ocak 2018 - 14:24 - Güncelleme: 31 Ocak 2018 - 14:39
İlki Safa Vakfı ve Genç Ortam Derneği tarafından organize edilen anma programları bu sene “Çağını Aşan Velî Hacı Hasan Efendi” başlığıyla düzenlendi. Ali Ramazan Dinç Efendi, Hacı Hasan Efendi (ks) için “İnsan harâbede gezerken pırlanta ve değeri ölçülemeyen bir mâden bulur ya, aynen bunun gibi O bu süflî âlemde bir mürşid-i kâmildi. Kara toprağa atılan siyah tohumdan çıkan bir gül misâliydi. Toprağı güzel olan memleketin ürünü de güzel olduğu gibi, Aleyhissalât ü Vesselâm Efendimizin neslinden gelen velîlerin evlâdıydı o. Nüvesini Edeb-i Nebevî ile ıslahlaştıran, bakımını zamânın Kutbul aktâbının üstlendiği bir cevherdi O.” dedi. Ali Ramazan Dinç Efendi konuşmasını “Afrin’de cihâd eden ordumuzun muvaffak olması, hakkın bâtıla galebe çalması ve böylelikle tevhid sancağı altında ümmetin toplanması” için yaptığı duâ ile bitirdiler. “Hacı Hasan Efendi’nin Halifeliği” konusuna değinen araştırmacı yazar İdris Kocabaş, “Hacı Hasan Efendi (ks) silsilede emâneti Mahmud Sâmî Ramazanoğlu’ndan (ks) almıştır. Sâmî Efendi, Hacı Hasan Efendi’ye ‘Nakşbendiyye-yi Hâlidiyye’ icâzetiyle beraber “Kâdiriyye” icâzetini de vermiştir.” dedi. Hacı Hasan Efendi’ye mânevî emânetlerin tevdi edilme sürecini iki aşama olarak ele almamız gerektiğini ifâde eden Kocabaş, “bunlardan ilki Hacı Hasan Efendi’nin yirmili yaşlarda Sami Efendi adına tarikat dersi verebilme, ihvânın dersleri ile ilgilenebilme gibi vazifeler için Sami Efendi tarafından “vekil/temsilci” tayin edilmesidir. İkincisi ise daha sonraki yıllarda (1978,1980) yine Sâmi Efendi tarafından kendisine “hilâfet-i tâmme” verilmesidir.” dedi. Yahyalılı Hacı Hasan Efendi’yi anlatmak üzere kürsüye gelen Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Bilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Özköse ise şunları söyledi: “Müslüman olma şerefine erenlerin ne malda ne mülkte, ne canda ne tende, ne makamda ne mevkide olur gözü. Müslüman olduktan sonra paşalık boş, vezirlik de boş, hacılık da boş, hocalık da boş. Bu hassâsiyetin örneğini Yahyalılı Hacı Hasan Efendi’de görüyoruz. Medîne’den gelen bir hediye paketinin üzerinde “Yahyalılı Nakşî Halîfesi Hasan Efendi’ye verilecek” yazısını görünce; “Ne Halîfesi? Biz, Allâh’ın âciz bir kuluyuz.” demiştir. Hakk dostları için tek meşgale kulluktur, onlar için yegâne pâye kul kimliğidir. Yine benzer şekilde Şeyhi Sâmi Efendi Medîne’de; “Nakşî Halîfelerinden Hasan Efendi duâ buyuracaklar” deyince Hacı Hasan Efendi o anki hâlet-i rûhiyesini şu şekilde dile getirmiştir: “Nakşî Halîfesi dediklerinde hayâ ve utancımdan sanki bel kemiğim sızladı.” Program Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ve duâlarla son buldu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum