Gop saadet 7 olağan kongresini yaptı İsa Yıldız Güven Tazeledi

Kongreye saadet partisi il başkanı ömer faruk yazıcı il başkan yardımcıları çevre ilçe baskanları ile partililer ve delegelerin yanısıra gaziosmanpaşa siyasi parti ilçe başkanlarıda katıldı

Program istiklal marşımızın okunmaaı ile başladı divan heyeti ve divan başkanı seçilerek kongreye geçildi geçen 4 yılın muhasebesi yapıldıktan sonra divan başkanı arslan ateş sözü siyasi konuşmalar için önce ilçe baskanı İsa yıldız a ardından ise ilbaşkanı ömer faruk yazıcı ya verdi yıldız ve yazıcı konuşmalarını tamamladıktan sonra partiye yeni katılan 25 kişiye rozet taktı. 

Kongre oylama ile son bulurken tek liste ile gidilen kongrede oyların tamamını alân yıldız güven tazeledi. 

Yıldız roportajında tüm destek veren teskılat mensuplarına tesekkür etti.
ilce baskani secilen isa yildiz milha mikrofonuna su aciklamalarda bulundu.
Duygularınızı alabilir miyiz? Yıldız:Evet öncelikle katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Gaziosmanpaşa'mızda yedinci olağan kongremizi gerçekleştirdik. Cenabıhak gerçekleştirdiğimiz bu kongrenin neticesinde ülkemize hayırlı hizmetler yapmayı bizlere nasip eylesin. Bu kongrenin neticesinde İslam coğrafyasında özellikle Filistin'de maruz kalan siyonistlerin problemleriyle yüz yüze kalan Filistinli kardeşlerimize Cenabıhak bizleri bir an önce yardım etme noktasında muzaffer eylesin. Oradaki kardeşlerimizin sıkıntılarını biliyoruz. Yetmiş beş yıldır İslam coğrafyasının sessiz kaldığı bir süreci yaş Altanat içerisinde yaşayan İslam coğrafyası bugün bir bildirge bile yayınlayamamaktadır. Ancak ve ancak rahmetli hocamızın dediği gibi İsrail güçten anlar. Bizler de inşallah bu gerçekleştirdiğimiz kongre vesilesiyle Saadet Partimizi güçlendireceğiz. Iktidara getireceğiz ve İsrail'in karşısında Müslümanların hakkını savunan dimdik, güçlü duran bir ülke haline getireceğiz inşallah. Cenabıhak sizlerden razı olsun. Ben katılımını gerçekleştiren bütün delegelerimize, bütün üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Allah hepsinden razı olsun. Teşekkür ediyoruz Allaha emanet olun. Dedi.
İstanbul il başkanı Ömer Faruk Yazıcı ise kürsüden teşkilat mensupları ve misafirlere hitap etti yazıcı konuşmasında Filistin meselesi ümmetin meselesi gündemimiz Kudüs dedi .
Yazıcı söyle konuştu: Selamların en güzeli olan Allah'ın selamıyla selamlıyorum. Esselamu aleyküm. Cenabı Allah yapmakta olduğumuz Gaziosmanpaşa'mızın yedisi olan kongresini hayırlara vesile eylesin Bugün bu kongremizden önce üç ilçemizin daha kongresi vardı. Sabahtan beri o kongrelere katıldık. Elbette diğer ilçelerimiz alınmasın ve hatta son paşanın yeri biz de yani torpil yapma anlamında değil Gaziosmanpaşa'nın evladı olarak Gaziosmanpaşa'da yetişmiş bu teşkilatın sandalyelerinde, sıralarında buradaki insanların emek verdiği bir insan olarak tekrardan buraya gelmekten dolayı ayrıca memnuniyet Allah hepinizden razı olsun. Muhterem kardeşlerim elbette yüreğimizi sızlatan ve çok sürecin içerisinden geçtiğini bir hakikattir. Yedi Ekim Cuma yeni bir güne uyandık. Ve bu uyandığımız gün elbette zali İsrail'in büyük bir yenilgi aldığı gün oldu. Bizim adımıza bizim imani vazifemiz olan bizim onurumuzu bizim namusumuzu canıyla, malıyla, evladını şehit ederek her gün kardeşini, annesini, babasını, ailesinin bir ferdini şehadete göndererek bizim onurumuzu korumak için Nöbet tutan izzetli Filistinli müşahitlerin zalim İsrail karşısında elde etmiş olduğu büyük bir zafere uyandık. Elbette o gün mutlu olduk. Neden? Çünkü sarsılmaz, yenilmez Yıkılmaz. Imajını tüm dünyaya hakim kılan İsrail bir grup mücahit Filistinli kardeşlerimiz tarafından alt edilmiştir. O gün yaşananlardan sonra İsrail'in tüm dünyada olduğu algı operasyonunu dikkatlerinize sunmak istedi. Önü arkası kırpılmış görüntülerle sanki birisi dünden bugüne üç günlük bir meseleymiş gibi bir algı süreci işlettiler. Sözde insan hakları savunucuları çıktı, dedi ki siz bu gücünüzle, böyle bir saldırı yaptığınız elinize ne geçti? Şimdi İsrail sizin üzerinize bombalar yağdıracak, İsrail'in saldırılarını meşrulaştırma gayreti içerisine girdiler. Ve hem dünya kamuoyunda ve özellikle ülkemizde Türkiye'de bu manada etkilendikleri insanlar maalesef oldu. İsrail'in bu yürüttüğü kampanyaya ait olan gazeteciler oldu. İsrail'in bu yürüttüğü kampanyaya ait Düşenler oldu. Bu kampanyaya ait olan siyasiler olur. Ancak biz Saadet Partisi olarak dokuz Ekim sabahı İstanbul'da her zaman olduğu gibi büyük bir miting yapma kararı aldık. Ve özgür Filistin on beş Ekim'de gerçekleştirdik. O mitingin tüm tanıtım materyallerine bir sloganı nakşettik. O da haklı davamızda Filistin'in yanındayız dedik. Ama tam mefakatsiz. Oradaki Mücadelenin dimdik arkasındayız dedik. Niçin bunu dedi? Bu mesele üç günlük bir mesele değil. Işgalci İsrail'in yetmiş yıldır bu zulmüne maruz kalan kardeşlerimiz orada. Bin dokuz yüz kırk sekiz yılından günümüze O toprakları nasıl işgal ettiklerini gösteren Filistin haritası hepimizin zihin dünyasında var. İsrail bir haftalık dünyada yürüdüğü algı operasyonunu yine kendi karakterini ortaya koyarak yerle bir etti. Beş yüzün Tedavi zor şartlar altında tedavi görmeye çalışan kardeşlerimizin bulunduğu hastaneyi bombaladı. Işte İsrail'in gerçek yüzü buydu ve bunu yine dünyaya yaşattı. Biz insanlar acaba dediği zaman diliminde miting kararı alarak oradaki mücadelenin yanında olmamız gerektiğini haykırdık. Biz mitingimizi yapana kadar bu kararı alana kadar bir tane sivil toplum kuruluşumuz, Anadolu Gençlik Derneğimiz dışında hiç kimse girmemişti. Ne bir yürüyüş, ne bir eylem, ne bir miting kararı alınmıştır. Ama şükürler olsun. Saadet Partisi olarak biz yeniden çağrıda bulunduk ve tüm siyasi partiler, tüm sivil toplum kuruluşları, zihniyeti, ideoloji Partisi aidiyeti mesele fark etmez. Herkes bu meselenin yeniden destekçisi oldu elhamdülillah. Sonra mecliste Saadet Partisi grubumuzun mecliste ortaya koyduğu gayretle anne. Toplantı Çanakkale'ye yazılmış kınama metinleriyle değil genel kurul görüşmeleri esnasında grup başkan vekilimizin tehdidiyle görüşmelere ara verildi ve meclis başkan vekili partilerinin grup başkan vekillerini toplantıya çağırdı ve 

 mamur bir metin yazıldı ve en sert bir şekilde bu durumu kınandı. Ve şükürler olsun mecliste hemen her görüşmede muhakkak ama muhakkak Filistin'e destek olunması gerektiğinin mesajları belirdi. Dediler ki bize Miting yapacaksınız. Ne işe yarayacak bu millet? İsrail'in zulmüne mi mani olacaksınız dediler. Biz daha önce bu mitinglerle toplumu, insanlığı ayağa kaldırarak zalimin zulmüne son vermişliğimiz vardır. Bir miting Artık millet sokaklara döküldü. İsrail önce kendi vatandaşlarının Türkiye'yi terk etmesini istedi. Biz orada bir açıklama yaptık. Dedik ki biz masum insanlara zarar vermek için değil, bizim kavgamız işgalci, siyonist Dediniz. Sonra bul ayaklanmanın, bu tepkinin baskısı var. Şehirde her geçen gün artıyor. Bunu da üzülerek söylüyorum. Bizim iktidarımızın cesaret edip yapamadığını İsrail korkup kendi diplomatik geri çağırarak yaptık. Hepsi de bunu bildiler. Şimdi ben buradan sesleniyorum. Yirmi milletvekiliyle mecliste grubu olan dışarıda bir avuç teşkilat mensubuyla inanmış kadrosuyla böylesine bir Oluşturan Saadet Partisi siz bir de iktidara geldiğini düşünün. On beş gündür Gazze'de üzerine bomba yağdıran zalim İsrail'e biz iktidara geldiğimiz zaman fiilin duayeni yaparız. O zulmün içerisinde olan o zalim eylem oluruz Allah'ın izniyle. Hüseyin yaşıyoruz. Her gün kundaktaki bebeklerin o kanlı görüntüleri görmekten, artık perişan mıyız? Kendini bir vatandaş olarak hiç bu kadar acil hissetmemiştim. Müslüman bir kardeşimin derdiyle sadece uzaktan dertlenmekten başka bir şey yapamamanın acısı içerisinde kıvranıp duruyoruz. Maalesef yetki sahibi olan iktidar mensupları Kınamamın ötesine geçemediler. Çok güzel bela okutuyorlar. Çok güzel yat ilan ediyorlar. Ancak muhterem kardeşlerim, sizin ihtiyacınızı yapabileceklerini, iktidar sahipleriyle yaparsa burada bir tertip var demektir Biz bu sözü söylerken bu çağrıda bulunurken bir siyasi rekabet içerisinde bu konuyu değerlendirmiyoruz. Karşımızdaki rakibimizi iktidar sahiplerini affederiz. Güzel bir şekilde onları boşluğa düşürelim Anlayışında asla değiliz. Hele bu konuda asla böyle düşünmeyiz. Ve biz buradan iktidar sahiplerine dua ediyoruz. Diyoruz ki Cenabı Allah iktidar sahiplerine oradaki zulme mani olacak cesareti nasip eylesin. Çünkü zalim İsrail zulmünü yaparken ona en büyük destekçisi kim? Büyük şeytan Amerika Birleşik Devletleri başı Joe Biden'dır. Hastane hemen ardından gitti. Zalimle kucak kucağa fotoğraf verdi. Orada aynen şu mesajı vermeye çalıştı dünyaya. Dedi ki hastane yapmadık. Hastane saldırısını Hamas yaptı dünyanın gözünün içine baka baka yalan söylesin. Aslında o yalanı söylerken şunu söylemeye çalışıyor. Amerika'ya ve İsrail'e hastane saldırısı affedilemez demek istiyor. Ancak biz Milli Görüşçüler olarak Saadet Partililer olarak Amerika'nın cemaat yerlilerini biliriz, geçmişini bilelim. Daha dün Irak'ta affınıza sığınarak söylüyorum. Binlerce kadına tecavüz ederek onların rızına geçmediler mi? Daha dün Irak'ta Ebu dünyanın en büyük vahşetini işlemediler mi? Daha dün Orta Doğu'nun her bir tarafında ayaklanmaların organizasyoncusu olur. Her iki gruba da silah temin eden olmadılar mı? Bütün bunları yaptık sonra barış ve demokrasi getiren ülke konumuyla oralara müdahale etmediler mi? Bunların hepsini yaşadık. Bunların hepsini yaşarken iktidarımızı da uyandık, uyandık, uyardık. Ama maalesef uyarılarımızı dinlemedi birçoğuna alet oldular. Olan masum insanlara oldu. Şimdi bu meseleye çok uzaktan bakan insanlar da var. Siyasi partiler de var. Onlara da seslenmek istiyorum. Muhterem kardeşlerim, bu meseleye ırk bakanlar, Filistin meselesi, Arapların meselesidir. Bizim meselemiz değildir. Bizi ilgilendirmez diyen, akıl fukaraları var. Onlara İsrail'in ne için kurulduğunu, hangi elinizle doğru gittiklerini hatırlatmak Bunların sapkın tahrip edilmiş inançları gereği arzı mevut hedefleri var. Bu arzuda bu hedeflerini de bizim de topraklarımız var. Bugün Gazze'ye düşen ateş edilmiş kalırsak yarın Allah muhafaza Adana'ya Gaziantep'e 

 Diyarbakır'a düşeni bu ateşe tani olmak için biz bugünden hem imani vazifemiz gereği hem de yarın kendi sınırlarımızda koruma maksadıyla buna engel olmak mecburiyetindeyiz. Ancak artık söz tükenmiştir artık fiili adımların atılması gerekir. Fiili adım demek hemen toplanıp asker göndermek değildir ki gerekirse onu da yapmamız şarttır. Ancak güçlü bir ülke, ticari anlaşmalarıyla, kültürel çalışma diplomatik çalışmalarıyla eğer güçlü bir ülkeyse oradaki zulmü durdurabilir. Ancak bu konuda maalesef aciz kalıyoruz muhterem kardeşlerim. Içinde bulunmuş olduğumuz durumdan çıkabilmek için daha fazla gayret edeceğiz. Ancak kulakları kapalı, sadece ve sadece toplumun duygularına tercüman olacak cümleler kullanıyorlar. Ancak bu cümleleri biz de kullanıyoruz. Yetki sahipleri, yetkilerini kullanmaksa orada zulüm devam eder. Biz Normalleşip hayatımıza devam ediyoruz ama sabah kalktığımda şöyle bir basını taradığımda bu gece herhangi bir olay olmuş mu diye baktığımda sabah gördüğüm rakam sadece geceden sabaha yüz tane Filistinli kardeşimiz şehit olmuş. Her gün her an bombalar yağdırılıyor. Artık insani faaliyetlerini zaten yerine getiremiyorlar. On gündür suç işlediniz. Elektrik yok. Hastaneler faaliyetlerine yakıtlarla devam ediyor.sabah gördüğüm rakam sadece geceden sabaha yüz tane Filistinli kardeşimiz şehit olmuş. Her gün, her an bombalar yağdırılıyor. Artık insani faaliyetlerini zaten yerine getiremiyorlar. On gündür su kesildi yok. Hastaneler faaliyetlerine yakıtlarla devam ediyoruz. Ancak Gazze'ye, ne menzil, ne mazot, giymesine müsaade etmiyorlar. Dün gece itibariyle yirmi dört saatlik ayakta kalabilecekleri ellerinde imkanlarının olduğunu söylüyorlardı kardeşim hal böyleyken bu kadar acilce biz burada elbette bekleyemeyiz. O yüzden az önce yaptığım duayı yeniden yapacağım. Cenabı Allah yöneticilerimize bu konuda adım atmaya ve İsrail'in zulmüne son verecek adım atacak şekilde feraset, dirayet ve cesaret nasip eylesin. Amin. Muhterem kardeşlerim. Biz Saadet Partisi olarak mevcut iktidara dedik ki tüm İslam ülkeleri ve Türkiye İsrail normalleşmek için adeta sıraya girdiğinde şunu haykırdık. Yapmayın, etmeyin. Siz de inançlı insanlarsınız. İsrail'in ne yaptığını gördük, görüyoruz. İsrail'de normalleşmek anormalliktir dedi. İsrail'le normalleşir Filistinli kardeşlerimizin gücünü kırarsınız dedi. Ama maalesef İslam ülkeleri liderleri bunu yaptı. Türkiye'mizde maalesef bunu yaptı. Işte geldiğimiz noktada İsrail'le normalleşebilmek için İsrail katilliğinden vazgeçmesi lazım zulmüne son vermesi lazım. Ancak muhterem kardeşlerim bu mümkün değil. Onlar inançlarının gereğini yapıyorlar. Ama biz maalesef inancımızın gereğini yapamıyoruz. Avrupa kapılarında küresel güçlerin eteğinde yalvar ötesine geçemediniz. İsrail'in arkasında kapı gibi duran ABD varken biz Filistinli kardeşlerimizin arkasında sadece şifahi olarak durduk. Mısır'da, Kahire'de toplantılar yapıldı. Daha sonuç bildirgesinde Ülkeler bir sonuç bildirgesi ortaya koyamadılar. İslam İşbirliği Teşkilatı toplanıp toplanıp dağılıyor. Kaybe değer İsrail'in karşısına bir güç oluşturacak. Korku verecek bir açıklama dahi yapamadılar. Işte tam burada Saadet Partimizin kıymetini çok daha iyi anlamamız gerekiyor. Çünkü bizim hedefimiz dünyayı kasıp kavuran bu güçlerin karşısında İslam ülkeleri olarak bir araya gelip muhakkak ve muhakkak ekonomik sosyal bir güç, kültürel bir güç, askeri bir güç oluşturmak mecburiyetindeyiz. Bunun da adı İslam Birliği'dir. Allah nasip edecek, çalışacak, gayret edeceğiz. En yakın zamanda iktidara geleceğiz. Ve İslam birliğini kuracak ve Dünyadaki tüm zulümleri bitireceğiz Allah'ın izniyle. Ben buna yürekten inanıyorum. Tüm bu olaylar yaşanırken acaba biraz düzenli olur mu diye şöyle iyi niyetle siyasi rekabet şerifi iyi niyetle, iktidara yaklaşalım derken kendi işlerinden, öyle yanlış, öyle hatalı açıklamalar yapıyorlar ki yine hayretlere düşüyoruz. AK Parti Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin'in mecliste yaptığı konuşmada Bir video yayınlandı. Diyor ki hanımefendi İsrail'le ilişkilerin iyileştirilmesinden yanayım. Biz bu sorunları konuşarak çözeceğiz diyorum. Ya direk atiyim. Yirmi yıldır İsrail'de Konuşarak neyi çözdünüz Allah aşkına? Neyi çözdünüz? Uluslararası sularda Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisi'nde on vatandaşımızı katlettiler bunlar. Konuşarak neye mani oldunuz Neyi engellediniz? Her türlü taviz verdiniz bu yirmi yılda. Size bir adım mı attılar? Marmara şehitlerimizin ardından bir anlaşma yaptınız. Bu ülkenin kara lekesidir. O anlaşma Başkenti Kudüs olan İsrail üzerindeki ibaresinin altına imza attırır. Bizim için kara bir lekedir. Konuştunuz, çözebildiniz mi? Çözemediniz. Çözemedim. Döndük, dolaştık. O on tane şehidimizin karşı kan parası aldık, tazminat aldık ve bunu kabul ettiniz. Sonra da normalleşme süreçleri başladı. Biraz şerefli bir duruş bekliyoruz. Biraz alnınız nasıl secdeye giriyorsa o tedbiri imanınızı İsrail'e karşı da Göstermenizi istiyoruz. Eğer gerçekten bu manada inancınız varsa bu inancınızı Türkiye'de toplumun farklı kesimlerini göstermek değil mi Ali Bey? Asıl bu zalime karşı göstermektir marifet. Iktidardan biz bu duruşu bekliyoruz muhterem kardeşlerim 

 Bunu söylerken dün Cumhur İttifakı ortağı Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir çağrıda bulundu. Inancımız, tarihimiz, kimliğimiz gereği yirmi dört saat içerisinde ateşkes olmazsa Türkiye oraya müdahil olması gerekiyor dedi. Biz açık söyleyeyim. Bunu yürekten kutladık, tebrik ettik. Filistin konusunda doğru bir duruşu ortaya koyan kim olursa olsun biz onu destekleriz. Bizim parti ayrımı yapma gibi bir yok. Bizim tek bir gündemimiz var. Filistinli kardeşlerimizi o zulümden kurtarmak ha bunu sadece söyleyince orada görüştüğümüz kardeşlerimiz bize diyor ki bir şehit vermekten memnunuz. Biz zaferle bu durumdan çıkmamız gerekir diyor Derdimiz sadece o zulme son vermek değil, Allah'ın izniyle başkenti Kudüs olan Filistin Devleti'nin tüm dünya tarafından tanınması İsrail alçağını o topraklardan temizleyip sürükleyip atmak istiyoruz. Bizim hedefimiz ve gayemiz budur Bu değerli kardeşlerim elbette büyük bir meselemiz, gündemimizde her daim. Ancak şunu da gördük ki bu durumlar mani olabilmek için Saadet Partisi her zamankinden daha da çok fazla güçlendirmeye ihtiyacımız var. Biz bu gücümüzle bile Türkiye'ye yön vermeye muhtacız Allah'ın izniyle. Ve onu da yapmaya çalışıyoruz. Ancak ilk ele almak mecburiyetindeyiz. Ideallerimizi, ideallerimizi uygulayabilmek için, hayata geçirebilmek için seçim zaferini elde etmek mecburiyetindeyiz. Önümüzde yerel seçimler var. Inşallah yerel seçimlere İslam otuz dokuz ilçesinde ve büyükşehir belediyesinde her yerde Saadet Partimizin adaylarını göstererek bu seçimlere geleceğiz ve en güçlü zaferleri elde edeceğiz inşallah. Gaziosmanpaşa'mız İstanbul'umuzun en güçlü teşkilatının olduğu teşkilatlarından bir tanesiyim. Gaziosmanpaşa'da alacağımız netice hem İstanbul'un hem Türkiye'nin başarısını temin edecektir. Ben bugün yaptığımız son derece beraber doğrudan çalışma hedefini yerel seçimlere tutmak tutmak suretiyle en güzel şekliyle çalışmalarımıza yoğunlaşmaya ihtiyacımız var. Belediyelerin kasalarında kaçaklar var. Yandaşlık var. Adam kayırma var. Itiraf Yolsuzluk var. Belediyelerdeki yönetim anlayışları muhakkak ve muhakkak değişmelidir. Her belediye başkanı, her belediye yönetimi seçimde vatandaştan aldığı yetkiyle bir sonraki seçime kadar vatandaştan o yetkiyi iyi değerlendirerek hizmet yapmak zorundadır. Şayet o yetkiyi iyi kullanamazsa bir sonraki seçimde muhakkak değişir. Bir Saadet Partisi'ne göre bugün Gaziosmanpaşa başta olmak üzere tüm ilçeleri milletin verdiği o yetkiyi doğru bir şekilde kullanamamıştır. Ve yeterli bir hizmet üretimini ortaya koyamamıştır. Allah'ın izniyle biz bu seçimde göstereceğimiz adayla tüm desteğiyle oluşturacağımız meclis üyesi kadrosuyla ve inşallah güçlü teşkilatla burada ilan ediyorum. En önde alacağımız ilçelerin ilçelerimizin başında Gaziosmanpaşa'mız vardır. Gaziosmanpaşa'yı Mart iki bin yirmi dört yılında Milli Görüş belediyeciliğiyle yeniden tanıştıracağız Allah'ın izniyle. Bunu yapacak güç, bunu yazacak bu genç, bunu yapacak heyecan, bunu yapacak sinerji Kampaşa teşkilatımızda var olduğuna inanıyorum. Bir seçimi kazandıran en önemli unsurlardan bir tanesi şüphesiz güçlü teşkilattır. Tüm siyasi partilerin ibretle, hayretle ve övgüyle bunca yıl Yıl yedi sahibi olmadan bunca yıl seçim yardımı almadan seçimlere bu kadar iddialı nasıl giriyorsunuz? Bu kadar iddialı yol nasıl yürüyorsunuz diye siyasi partilerimizin üst düzey yöneticileri bizlere her bir araya geldiğimizde soruyorlar Bizler de büyük bir özgüvenle haykırıyoruz. Biz herhangi bir siyasi parti değiliz. Biz elli dört yıllık bir davanın temsilcisiyiz. Biz makamla, mevkiyle, şanla, şöhretle, parayla, pul ikna edilmişlerin partisi değiliz. Biz Allah'ın rızasını gözeterek bu millete faydalı olmak, ülkeyi daha iyi bir noktaya getirmek, totalde İslam alemini, hürmetini bir araya getirip yeni bir dünyayı kurma idealiyle kuşanmış 

 Inanmışların kadrosuyum, inanışların partisiyiz diyor. Işte bizler inanmış kadrolar olarak bugünkü yaşadıklarımızı da göz önünde bulundurarak bugünden sonra gece gündüz çalışmak Muhterem kardeşlerim. Çalışma azmi kaybolan özgüveni bozulan motivasyonu zedelenen aşkın yiğitliğinde olup bitenlere. Oradaki çaresizliğe, Saadet Partimizi güçlendirmemiz şart ki orada olanlara neden? Çünkü bugünkü yöneticiler bu konuda yeterli cesareti ortaya koyamıyorlar. Inşallah koyarlar. Bizim çalışmamız gayret etmemiz şarttır Şimdi yeni bir sefere çıkıyoruz. Bu sefer Mart iki bin yirmi dört seferi. Seferi çıkarken farklı düşüncelere katılmış, farklı yorumlamalar içerisinde birtakım değerlendirmelere katılmış, kenarda duran, dışarıda duran kardeslerimizide tekrarını kazanacağız inşallah dedi.
program oylama ile son buldu