Küresel operasyonların hedefinde İslâm var

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Haliç Kampüsü’nde düzenlenen “Charlie Hebdo Saldırısı ve Avrupa’da Yükselen İslam Düşmanlığı” adlı konferansta konuşan Kurdaş, “11 Eylül ve Charlie Hebdo saldırıları ise küresel anlamdaki algı operasyonlarıydı” diyerek bunlarla hedeflenilen noktanın “Oluşturulmak istene algı İslam ile terörü yan yana getirmektir” olduğunu söyledi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na bağlı öğrenci topluluğu olan Fikir ve Aksiyon Kulübü’nün davetlisi olarak üniversitede konuşma yapan Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, 11 Eylül, Charlie Hebdo olayları ile Türkiye’deki yaşanan benzer olaylarının birer algı operasyonu olduğuna dikkat çekti. Charlie Hebdo saldırısı üzerinden Müslümanlara karşı bir algı operasyonu yürütülmesi amaçlandığını belirten Kurdaş, “Paris’teki Charlie Hebdo benzeri olaylar çok fazla yaşanmaktadır. Uzun yıllardır medya üzerinden algı operasyonları yapılmaktadır. Dünyada kabul görmüş birçok Batı menşeli kavram, bu operasyonların bir sonucudur. 1990’lı yıllarda Türkiye’de birçok faili meçhul suikastlar yapıldı. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu suikastları gibi. Bunlar da ulusal Charlie Hebdo olayları idi. Yani algı operasyonları çerçevesinde yapılmıştı. Uğur Mumcu öldürüldüğünde Milli Gazete’nin Ankara bürosu ve Refah Partisi binası polis tarafından çembere alınmıştı. Uğur Mumcu suikastı, dindar kesimin üzerine atılmıştı. 11 Eylül ve Charlie Hebdo saldırıları ise küresel anlamdaki algı operasyonlarıydı. Yaşadığımız savaşlar ve işgaller bile algı operasyonlarıyla kabul ettiriliyor” dedi.

İslam ile Terörü Yan Yana Getirmek İstiyorlar

Kurdaş, “Yalta Konferansı sonrası iki kutuplu dünya düzeni oluşturulmuş, SSCB’nin dağılmasıyla tek kutuplu düzen devreye sokulmuştur. Daha sonra NATO düşman rengi olan kırmızıyı yeşile dönüştürmüştür. Yani Müslümanları düşman hedefine konumlandırmıştır. O günden bugüne İslam düşmanlığı algılar oluşturmaktadırlar. İslamofobi yeni üretilmiş bir kavramdır.  Müslümanlara karşı yapılan hakaretlere ‘İslamofobi’ diyorlar. Batı’ya karşı yapılan hakaretlere ‘nefret söylemi’ diyorlar. Bu dikkat edilmesi gereken bir huşu. Bir de cihadist kavramı var. Burada ise İslam’a ve Kur’an’a saldırı var. Kastedilen kişi IŞİD’dir ama cihadist diyerek Kur’an’a saldırıyorlar. Oluşturulmak istene algı İslam ile terörü yan yana getirmektir.”

Batı Asla Masum Değildir

Kurdaş, “Batı dünyasının adil bir dünya düzeni hakkında asla bir adımı ve söylemi olmamıştır. Batı masummuş gibi algılanıyor. Fakat Batı, hiç de masum değil.  Bir asır öncesine gidildiğinde bile Batı’nın gerçek yüzü olan vahşetleri görebilirsiniz. Ayrıca kölelik düzeninin de sürdürücüsü olmuştur Batı. Balkanlara, Afrika’ya, Ortadoğu’ya gittiğinizde İslam ve Osmanlı medeniyeti görürsünüz. 50 yıl Suriye’de sömürgeci olarak kalan Fransa’dan bir iz göremezsiniz. 1990’lı yıllarda Erbakan hocam mitinglerinde, söylemlerin de ’65 milyon Türkiye’nin, 1,5 milyarlık İslam aleminin, 6 milyar insanlık aleminin saadeti için’ derdi. Ama ABD için kendi menfaatleri ve İsrail’in güvenliği esastır. İşte aradaki fark, açık ve net ortadadır.”

Programın sonunda Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Şube Müdürü Levent Akbulut, Mustafa Kurdaş’a bir plaket takdim etti.