Muş inanç ve adalet platformu Mursive arkadaşlarının yanında

Muş İnanç ve Adalet Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

Muş inanç ve adalet platformu Mursive arkadaşlarının yanında
19 Haziran 2015 - 23:36 - Güncelleme: 21 Haziran 2015 - 06:46
 

Muş İnanç ve Adalet Platformu: Mursi ve arkadaşlarının idamına dur de!

Bugün Muş İnanç ve Adalet Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasında Mısır cuntasının seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşlarına verdiği idam kararı telin edildi.Muş İnanç ve Adalet Platformu: Mursi ve arkadaşlarının idamına dur de!

 

 

Platform adına açıklamayı okuyan Zehra-Der Muş üyesi Nihat Şahin “Batı, İslam coğrafyasında barışın bertarafı, kan, zülüm ve gözyaşının dinmemesi için her türlü oyunu oynamaktadır” dedi.

Muş İnanç ve Adalet Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

MURSİ VE ARKADAŞLARININ İDAMINA DUR DE!

 

“Değerli basın mensupları! Değerli Muşlular! Mısır da son yılların en büyük zülümleri yaşanırken Mısır halkının yüzde 52’sinin oyunu alarak cumhurbaşkanı seçilen ve ardından askeri darbeyle görevden alınan Muhammed Mursi’ye destek, Mursi ve arkadaşları için verilen idam kararlarını protesto etmek için bu alanda toplanmış bulunmaktayız.

Hepinizin malumları olduğu üzere; Mısır da son iki yıldır gelişen olaylar kadim Mısır tarihindeki Firavuni yönetimleri aratmayacak hatta rahmet okutacak gelişmelere sahne olmaktadır. Zira küreselleşen ve küçülen dünyanın yeni düzenlerinin sözüm ona barışçıl, insan hak ve hürriyetlerinden sürekli dem vuran egemen güçlerinin gözü önünde ve bütün Ortadoğu coğrafyasında halklara zulmedilmekte ve halkların iradelerine ipotek konulmaktadır. Bu tutum adil, vicdanlı ve insani hassasiyet gösteren kesimlerin asla kabul edemeyeceği durumlardır. Kadim Mısır medeniyeti günümüze kadar kendileri değişen ancak unvanları değişmeyen yüzlerce firavun yönetimi görmüş ve Mısır halkları bu yönetimler tarafından zulmün her türlüsüne maruz kalmıştır. Bu zulmün son halkası olan ve 40 yıl ülkeyi zulümle yöneten Hüsnü Mübarek rejiminin, seçim ve meşru halk devrimi ile alaşağı edilmesinin ardından, Mısır tarihinin ilk sivil Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi göreve başlamıştır. Ancak Mursi daha göreve başlar başlamaz Ortadoğu’da ve İslam dünyasında sürekli karışıklık ve kaos ortamı isteyen Batı Dünyası ve onun bu bölgedeki yerli işbirlikçileri kumpaslarına başlamış ve Mursi yönetiminin hiçbir icraat yapmasına fırsat vermeden kısa sürede 03 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen askeri darbeyle yönetimden düşürmüşlerdir. Mısır’da yapılan bu darbe insanı önceleyen her türlü hukuki normlara, insan hak ve hürriyetlerine aykırıdır. Yetkisiz bir şekilde gasp edilen iktidar, meşru ve halk tarafından seçilmiş olan hükümete yani halka iade edilmesi gerekirken, darbe hükümetinin hukuksuz yargısı tarafından tamamen siyasi mülahazalarla önce 528 İhvan-ı Müslim’in Hareketi mensubunu idama mahkûm etmiş ve akabinde 2013 yılından beri Mısır zindanlarında tecrit edilen Muhammed Mursi ve 106 arkadaşını idama mahkum etmiştir”

Muhammed Mursi ve diğer İhvan Üyelerinin maruz kaldıkları duruma Batı dünyası sessiz kalmakta veya çok cılız seslerle “gelişmelerden endişe duymaktayız” tarzı açıklamalarla durumu geçiştirmektedirler. Aslında barışın ve insan haklarının temsilcileri olduklarını her zaman ve mekanda haykıran batılı emperyal ve hegemon güçlerin bu tavırları bizce malumun ilamından başka bir şey değildir. Zira biz iyi biliyoruz ki batı dünyası kendi bulundukları coğrafyalar dışındaki coğrafyalarda, özellikle İslam coğrafyasında barış ortamını hiçbir zaman istememektedir. Hatta barışın bertarafı, kan, zülüm ve gözyaşının dinmemesi için her türlü oyunu oynamaktadır. Kendi halklarının temsilcileri olması gereken ama batının kuklası durumundaki yerli işbirlikçiler ve dikta rejimler ise bu zülüm sistemlerinin, darbe yönetimlerinin devamını kendi bekaaları için elzem gördüklerinden konu ile ilgili her türlü desteği gizli veya açıktan vermektedirler. Aslında Batı için dünya barışının hiçbir önemi yoktur. Sadece onların çıkarları vardır. Yaklaşık iki yıldır Mısır’ı darbe yasaları ile yöneten Sisi yönetimine hiçbir yaptırım uygulanmamış, dünyanın gözleri önünde yapılan bu darbeye darbe dahi denmemiş ve hatta sanki Mısır’da meşru bir yönetim varmış gibi Sisi yönetimini muhatap alarak çıkar ilişkilerini devam ettirmişlerdir.   

Şunu da belirtmek isteriz ki; Mısır’da gerçekleşen darbenin ve ardından verilen idam kararlarının en önemli taraflarından biri de işgalci İsrail’dir. Darbe ve ardından gelen idamların İsrail’in bölgedeki çıkarlarının ve güvenliğinin korunması olmadığını düşünmek eğer cehalet söz konusu değilse, kötü niyettir. ABD ve Avrupa ülkeleri yönetimlerinin Mısır’da gerçekleşen darbe ve ardından gelen idam kararları karşısında ikiyüzlü tavır sergiledikleri doğrudur ve Mısır`da yaşanan katliamın suç ortağıdırlar. Darbenin yaşandığı günden bu yana sessizliğini koruyan ve neredeyse hiçbir krizde fonksiyonunu icra edemeyen İslam İşbirliği Teşkilatı yaşanan katliamda en az diğer uluslararası kuruluşlar kadar sorumludurlar.

Ortadoğu ve Arap dünyası da maalesef Muhammed Mursi ve arkadaşları hakkında verilen idam kararlarına Batı dünyası gibi sessiz kalmaktadır. “Ortadoğu ve Arap dünyasındaki ülkelerin yöneticileri de Batı dünyasından hiç geri kalmamış ve Mısır’da yapılan bu askeri darbeyi ve verilen idam kararlarını ancak seyretmiş ve zımnen desteklemişlerdir. Bölgenin en büyük ülkelerinden biri olan Suud yönetimi, kendi güdümünde olan diğer körfez ülkeleri ile birlikte Muhammed Mursi’nin darbeyle görevinden alınmasını alkışlamış ve darbeci General Sisi’ye en büyük maddi desteği vermişlerdir. Darbeye destek vermeyen Türkiye gibi bölge ülkelerinde ise ancak iç siyasete malzeme yapılacak kadar gündem olmuş ve onun ötesinde hiçbir ciddi adım atılmamıştır. Halbuki Türkiye özellikle üyesi olduğu batılı kurumlarda daha aktif rol almalı ve Mısır yönetimine baskı kurulmasını sağlamaya çalışmalıdır.

Mısır’da yaşanan olaylarla Mısır halkının barış ateşi sönmeyecek,  darbeci ve baskıcı yönetim ve işbirlikçileri istedikleri amaca ulaşamayacaklardır.

“Bizler şunu biliyoruz ki ABD, İsrail, Avrupa ülkeleri ve onun bölgedeki işbirlikçileri İslam dünyasında hiçbir zaman barışın ve adil bir yönetimin gelmesini istememektedirler. Mısır’ı, 40 yıl zulümle ve demir yumrukla yöneten Mübarek yönetiminin halkın iradesi karşısında yıkılışı, bölgedeki işbirlikçi yönetimler başta olmak üzere tüm zalim ve baskıcı krallık ve diktatörlükleri telaşlandırmış ve bu telaş sonucunda yine ezilen bölgenin mazlum halkları olmuştur. Ancak bizler şunu da biliyoruz ki, baskı ve zulüm ile bölge halklarını Müslüman olan veya olmayan ayrımı yapmadan yıllarca ezen yönetimler, verdikleri bu idam kararlarıyla bölge halklarının yeniden yeşermeye başlayan özgürlük, adalet ve barış mücadelesi ateşini söndürmeye çalışsalar da “Onlar o zulmedenler nasıl bir inkılâpla devrileceklerini yakında görecekler” (Şuara Süresi 227) ilahi mesajı gereğince bu hedeflerine asla ulaşamayacaklardır. Buna rağmen halkın iradesini hiçe sayıp zulümlerine devam ederek, bu idamları gerçekleştirseler bile şunu iyi bilmelidir ki, bölgede akan her bir şehit kanı mazlum halkın tevhit, adalet ve özgürlük mücadelesinin yeniden filizlenmesine ve “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma Allah onları gözlerin dehşetle bakakalacağı gün erteliyor” (İbrahim Süresi 42) kadim müjdesi gereğince de zalimlerin sonunun nasıl olacağının ortaya çıkmasından başka bir işe yaramayacaktır.

Mısır’ın darbe yönetimini bir an önce bu kararlardan vazgeçmeye, Mursi’yi ve arkadaşlarını derhal serbest bırakmaya, sivil siyasetin önünü açmaya, Refah Sınır Kapısı’nı açmaya ve Filistinin meşru direniş hareketi Hamas üzerinde kurduğu Siyonist baskıya son vermeye davet ediyoruz.

Aynı zamanda yeryüzü coğrafyasının diğer bölgelerinde özellikle Bangladeşte verilen idam kararlarını, İran’da Kürtlere verilen siyasi idam kararlarını, Uygurlu Türklere yapılan zulümleri ve aktivist akademisyen İlham TOHTİ’ ye verilen müebbet hapis cezasını, Arakan da devam eden zulüm ve haksızlıkları şiddetle tel’in ediyor, zulümlerin ivedilikle son bulmasını ve faillerin bu fiillerinden vazgeçmelerini istiyoruz.

Son söz olarak da, bu darbeyi, uluslararası ve yerel işbirlikçilerini hiçbir istisnası olmaksızın mücrim ilan eder, dünyanın tüm adil ve hukukun üstünlüğüne inanan insanlarını Mısır halkının seçilmiş tek meşru lideri olan Mursi’nin arkasında durmaya davet ediyoruz.”

Şahid ol ya Rab!

Şahid ol ya Rab!

Şahid ol ya Rab! Rabbim şahitliklerimizi kabul etsin.

 

 

AGD Muş Şubesi,          Bilge-Der,             Eğitim İlke-Sen Muş İlTemsilciliği,

      

Has-Der,               Lale-Der,              Memur-Sen Muş Şubesi,

 

Muş İHH,                     Muş Özedönüş-Der,       Öğ-Der Muş Şubesi,

 

Selam-Der,                  Rahmet-Der          Özgür-Der Muş Temsilciliği

 

Zehra-Der     

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum