Peygamberimizin en sevdiği yemekler ve sofra adabı!

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in dillere destan sofra adabı yemek yeme alışkanlıkları ve en sevdiği yemekleri müslümanların en merak ettiği konular arasında...

Peygamberimizin en sevdiği yemekler ve sofra adabı!
27 Nisan 2020 - 04:46

Rasûlullah SAV sofrada kendisinden yaşça büyük kimse varsa asla yemeğe başlamaz, yemek davetlerine hep icabet eder, yemeği hep sağ eliyle yiyip, mutlaka besmele ile başlardı.

O sallallahu aleyhi ve sellem'in dillere destan sofra adabı yemek yeme alışkanlıkları ve en sevdiği yemekleri müslümanların en merak ettiği konular arasında...

Peygamber Efendimiz, SAV bütün hayatını neredeyse yemek yemeden geçiren, evinde 3 ay mutfakta ateş yanmamış, bazen sadece hurmayla, bazense su içerek karnını doyurmuştu.

Günde iki kez yerdi

Hz. Peygamber (asm), günde iki kere yemek yerdi. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diğer yiyecekleri yerdi. Sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmezdi. Bazı yemekleri daha çok sevse de,, hiçbir yemek için "sevmiyorum" ifadesini kullanmazdı. Yemek davetlerine katılırdı.O'nun (asm) dönemindeki yemeklerin ve sofraların 3 önemli özelliği vardı

Sofradan doyulmadan kalkılması gerektiğini öğütler

Aza kanat edilmesi tavsiyesinde bulunur

İsraftan kaçınılması gerektiğini emrederdi

Yer yer ravilerin bildirdiğine göre Efendimiz'in (asm) en sevdiği yiyecekler arasında

 Un helvası

 Kabak yemeği

 Et yemeği, et suyu

 Sirke

 Yaş hurma

 Bal

 Üzüm

 Kuru üzüm

 Karpuz

 Süt

 Sütlü bulamaç

 Zeytin

 Çörekotu

 Ayva

 İncir

 Mantar yer alırdı.

Resulullah’ın (asm) sofrasında, arpanın çorbadan ekmeğe bir çok yemeği yapılmıştır. Hurma da en sevdiği gıdalar arasındadır. Özellikle yaşadığı dönemin mutfağı tatlılarında kullanıldığı görülen hurma, kıtlık zamanlarında tek başına bir öğünü de oluşturmuştur.

Arap mutfak kültürüne bakıldığında da buğday, arpa, çavdar, pirinç gibi tahılları, irice öğütülmüş hallerini, bulgur, yarma, dövme vb. tahıl türevlerini, elenmiş ve elenmemiş, ayrıca az miktarda elenmiş olmak üzere üç farklı biçimde unu kullandıklarını görmek mümkündür.

Peygamber Efendimiz (asm) zamanında  bu unların ince öğütülmüş olanlarını çorbalarda, diğer iri öğütülmüş ve kepekli olanlarını ekmek ve yemek yapımında kullanmaktaydılar.

Balık severdi

Öte yandan arap yarım adasında deve ile beraber koyunun da bulunması hem et, hem de süt kaynağı olarak çokça kullanılmasına neden olmuştur.

Resulullah (asm) kurutulmuş amber balığı etini de sevdiği gelen rivayetler arasında. Amber balığı sahabe-i kiram'ın yolcukları sırasında Kızıl Deniz’den getirilir Efendimiz'e ve sahebesine ikram edilirdi.

Resulullah’ın (asm) adıyla anılan çorbalardan biri de deşişedir. Bilhassa Osmanlı döneminde fakirlere bu çorbanın dağıtımı için araziler tahsis edilirdi.. Deşişe, iri parçalar halinde dövülerek öğütülen buğday ve arpadan yapılmaktadır. Tariflerde iri parçalar halindeki arpa ya da buğday dövmesine et ya da hurma ya da her ikisinin de katıldığı bilgisi aktarılmaktadır. Kısacası aslında deşişe, bizim bildiğimiz keşkeğin aynısıdır.

Süt ürünlerini çok severdi

Bunun dışında Efendimizin süt ve ürünlerine dair nasihatleri de oldukça çoktur. Kimi hadislerde kuru peynirin, kurutulmuş yoğurdun ve tereyağının adı geçmektedir.

İbnu Abbas’tan (ra) aktarıldığına göre teyzesinin Resulullah’a (asm) süzme peynir gönderdiği, Efendimiz (asm) da kendisine hediye edilen bu peynir ve beraberindeki tereyağından yediği rivayet edilmektedir.

Ayrıca hellim, labne,”akıt” ya da “ekıt” adı verilen lor gibi peynirlerin bulunduğu, keş gibi kurutulmuş yoğurt çeşitlerinin yapıldığı, Resulullah’ın (asm) da benzeri ürünleri tükettiği değişik kaynaklarda ifade edilmektedir.

Yine Resulullah’ın (asm) düğünlerinden edindiğimiz bilgiye göre hays yemeğinin de süzme yoğurt ya da süzme peynirden yapıldığı bilinmektedir.

Resulullah (asm) deve ve koyun eti yemiştir. Bunlardan başka kızartılmış kuş eti yediğine dair aktarımlar vardır. “Kadid” adı verilen kurutulmuş et başta olmak üzere etin bir çok ürünü yapılmıştır. Hz. Aişe’den (r.anha) aktarılan bir bilgi etin saklanmak maksadıyla tuzlandığını göstermektedir.

Peygamberimizin sofra adabı

Resulullah’ın(asm) arap toplumuna ilk öğrettiği şeylerden biri de yemeğe oturmadan evvel elleri yıkamaktr. Zira o dönemde su kaynaklarının kıtlığı nedeniyle el yıkama alışkanlığının pek gelişmemişti. Sahabelerine “Yemekten evvel elleri yıkamak fakirliği giderir” diyerek nasihatte bulunur temizliğe dikkat çekerdi.Peygamberimizin (asm) en hassas olduğu şeylerden biri de sofraya oturulurken besmele çekilmesidir. Peygamber Efendimiz (asm) ashabına yemeğe beslemeyle başlanması gerektiğini sağ el kullanılmasını ve mutlaka kişinin önünden yemeseni öğütlerdi.

Yemekten evvel ve sonra elini yıkamak,

 Yemeği kendi önünden almak,

Sağ eliyle yemek,

Lokmayı ağza göre almak ve iyice çiğnedikten sonra yutmak,

Lokmayı yutmadıkça ikinci lokmaya el uzatmamak, ağzında lokma ile konuşmamak,

Suyu içmeden evvel bardağa bakmak,

Suyu bir solukta içmemek,

Bardağın içine nefes vermemek,

Başkalarını tiksindirecek söz ve hareketten kaçınmak,

 Başkasının lokmasına ve yediğine bakmamak,

Lokmayı ağzına korken kafasını tabağa doğru uzatmamak,

Yemekte israf etmemek, lokmasını ve aldığı yemeği bitirmek,

 Ağzından bir şey çıkarmak gerektiğinde yüzünü sofradan çevirmek ve sol eli ile almak,

Dişleriyle koparmış olduğu lokmayı yemeğe batırmamak.

Helâlinden, temiz yemek ve Allah'a şükretmek,

Sofra sahibiyse, utanmamaları için herkes yeyip bitirmedikçe sofradan el çekmemek ve kalkmamak (az yiyen biriyse, ağır yemeli ve yer gibi davranmalı),

 Önce yaşça veya mevkîce büyük olanın başlaması,

 Mecbur kalmadıkça sokaklarda yemek yememek.

Sarımsak soğan kokusu konusunda dikkatli olunması gerektiğini söylerdi

Soğan, sarımsak gibi kokusu başkalarını rahatsız eden yiyecekleri yedikten sonra toplum içine girmeyi hoş karşılamazdı.

Yer sofrasında yerdi

Efendimiz (asm) yemeğini yer sofrasında, bir yaygı üzerinde yerdi.  Sofraya bazen dizleri üzerine çökerek, bazen iki ayakları üzerine, bazen de sağ ayağını bükerek sol ayağı üzerinde otururdu.

Hatta oturuşunu görenlerin, “bu şekilde oturuşun mânâsı nedir” demesi üzerine Resulullah (asm), “Şüphesiz ki Allah beni mütevazı bir kul olarak yetiştirdi. Zalim ve inatçı (bir insan) olarak yetiştirmedi” cevabını vermiştir.

Sıcak yemeğe üflemeyin

Aşırı sıcak yemeklerin sağlık açısından zararına dikkat çeken Hz Peygamber yemekler üflenmesini tavsiye etmezdi. Bundan sıcak yemeğe üflenince yemeğin haram  çıkarılmamalıdır. Yemeğe üflemek yalnızca Peygamberimizin tavsiyesidir. 

Yemek ve su kaplarının ğazını kapatırdı

. Yemek ve su kaplarının ağzını kapatmayı tavsiye ederdi. Aile fertlerinin yemeği bir arada yemelerini tavsiye eder ve beraber yenen yemeğin bereketli olduğunu belirtirdi. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum