saadetli gençler ejdadını unutmadı

Saadet Partisi Fatih İlçe Gençlik Kolları SULTAN II. ABDULHAMİD HAN’I ANMA PROGRAMI

saadetli gençler ejdadını unutmadı
07 Şubat 2016 - 16:44 - Güncelleme: 08 Şubat 2016 - 11:31

Saadet Partisi Fatih İlçe Gençlik Kolları
SULTAN II. ABDULHAMİD HAN’I ANMA PROGRAMI

Kıymetli misafirler, saygıdeğer basın mensupları;

Bugün burada, dünyanın dört bir yanına İslam nizamını götüren o muhteşem neslin en güzide örneklerinden 99. İslam Halifesi ve 34. Osmanlı Padişahı Cennetmekân Sultan II. Abdülhamid Han’ı, vefatının 98. sene-i devriyesinde kabri başında dua ve rahmetle anmak, davası için verdiği mücadeleyi tebrik ve teyit etmek, kendisini gerçek manada anlamaya çalışmak ve davasını devam ettirdigimizi birkez daha ilan etmek amacıyla toplanmış bulunmaktayız.
Sultan II.Abdülhamid Han, yüzyılın tam ve gerçek olarak keşfedemediği bir siyasetçi ve devlet adamıydı. Hayatını inancı uğruna adamış bir insan, şefkatli bir baba, din, dil, ırk ayrımı gözetmeden halkını seven ve huzurunun temini için mücadele eden bir devlet adamı, dış siyasette ise devletlerarası dengeyi, Ümmetin ve ülkesinin menfaati doğrultusunda en iyi şekilde temin eden gerçek bir strateji dehasıdır. Yüksek maneviyatı, nezaketi, devlet adamlığı ve dehasıyla Osmanlı devletinin son dönemine ve yaşadığı asra damgasını vuran yüce bir şahsiyettir.
Eğitime, sağlığa ve bilime büyük önem veren Sultan, bu amaçla Osmanlı'nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde kalan toprakları üzerinde 5 bin eğitim kurumu yaptırmıştır. Cumhuriyeti kuran kadroları da yetiştiren bu kurumlar “hasta adam” olarak gösterilen Osmanlı’yı ilmi ve içtimai sahada dünyanın örnek aldığı bir seviyeye getirmiştir. Günümüzde halen kullanılmakta olan birçok önemli okullar ve kurumlar, O’nun döneminin eserlerindendir. 
Maneviyatı son derece güçlü bir Müslüman olan Sultan II.Abdülhamid Han, memleketin irşad ve hizmet ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çok büyük imar ve eğitim seferberliği başlatmış, çoğu şahsi parasından karşılanmak üzere, toplamı 1552 eserden oluşan; cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü ve imarethane yaptırmış, ülkenin dört bir yanını demiryollarıyla döşetmiştir. Bu büyük hizmet ve projeler bir bir hayata geçirilirken, emperyalistlerin sömürü aracı olan ve Bakara suresinin 279. ayetinde “Allah’a ve Resulü’ne savaş ilan etmek ” olarak belirtilen faiz belasına bulaşmamış, borç batağına düşmemiştir. Bilakis, tahta çıktığında üç yüz milyon altın olan Osmanlı İmparatorluğu’nun borcunu ödemek suretiyle otuz milyon altın seviyesine kadar indirmiştir.
Yapıldığı sırada çokça eleştirilmesine rağmen, O’nun ileri görüşlülüğü sayesinde, kendi döneminde Çanakkale Boğazı’na yerleştirdiği toplar ile savaşın seyrinin memleket evlatlarından yana dönüşünü tüm dünya şaşkınlıkla izlemiş ve şahitlik etmiştir.
Sultan II.Abdülhamid Han, bugün Ortadoğu’da yaşanan dramı ve kargaşayı, bundan bir asır önce görmüş ve tek başına eşsiz bir mücadele örneği göstermiştir. Arz-ı mev’ud denen projeyi gerçekleştirmek ve sapkın ideolojilerini hâkim kılmak için Ortadoğu’da Müslümanlara, günahsız sabilere ve kundaktaki yavrucaklara, bırakınız “temiz bir suyu”, nefes almayı dahi çok gören Siyonistlerle mücadele etmiş, iktidarına mal olacağını bildiği halde, onlardan gelecek dostluğu da, menfaati de Müslümanca bir vakarla reddetmek suretiyle katil İsrail’in kurulmasının önünü tıkamıştır. Abdülhamid Han’ın tahtan indirilmesinin tek ve gerçek sebebi bu hakikatten başka bir şey değildir.
Davası uğruna verdiği mücadele ve milleti için yaptığı hizmetlerden sadece birkaç örnek verdiğimiz bu denli müstesna bir şahsiyet, maalesef sonraki nesillere yanlış tanıtılmıştır. Halkı sefalet içerisinde kıvranırken, sırça köşklerde gününü gün eden vurdumduymaz bir padişah, milletinin kanı üzerine iktidar kuran zalim bir idareci olarak gösterilmiş ve “kızıl sultan” olarak yaftalanmıştır.
Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın Sultan II.Abdülhamid Han’ı Milli Nizam Partisi’nin kurucuları arasında göstermesi ve yüklendiğimiz Abdülhamit Han misyonu, o dönemde Milli Nizam Partisi’nin kapatılmasına sebep olmuş olsa da, artık bu topraklarda Milli Görüş kadrolarının yapmış olduğu çalışmalar neticesinde, Abdülhamid Han’a kızıl sultan demenin çok büyük cesaret, daha da ötesi cehalet gerektiği bir zamana gelinmiştir.
Abdülhamid Han’ın mücadele ettiği zalim küresel sistemin bu günkü temsilcileri, Müslümanları dünyevileştirmek ve manevi değerlerimizin içini boşaltarak anlamsız bir hale getirmek suretiyle, İslam coğrafyasındaki yeraltı ve yer üstü zenginliklerini sömürmekte, Müslümanları kurdukları zalim sömürü sisteminin karşısında tehlike olmaktan çıkarmak istemekte ve sonuçta düzenlerinin devamını sağlamak için çalışmaktadırlar.
Son derece tehlikeli ve sinsi yürütülen bu projeyle Sultan II.Abdülhamid Han, milletin menfaatleri için davasından vazgeçebilen iyi niyetli bir idareci, sadece maddi sahada başarılı projeler üreten zeki bir hükümdar olarak gösterilmektedir. Böylece Abdülhamid Han’ın, zalimlerin İslam coğrafyası üzerindeki alçakça projelerini önlemek için Siyonizme karşı verdiği mücadele unutturulmak istenmektedir. Açıkça ifade ediyoruz ki, Abdülhamid Han, ne pahasına olursa olsun davasından asla vazgeçmemiştir.
Milli Görüş gençleri olarak, başta rahmetli Erbakan Hocamız olmak üzere geçmişten günümüze kadar mücadele eden davamızın sadık mensupları gibi, bu hakikatleri dile getirmekten Allah’ın izni ile geri durmayacağız. Abdülhamid Han’ın mücadelesini devam ettirerek hakikat sancağını taşımaktan son nefesimize kadar vazgeçmeyecek ve Adil Düzen’e dayalı “Yeni Bir Dünya”yı kuracağız.
Sözlerimizi sonlandırırken, üzerimize borç olan bir hususu dile getirmek istiyoruz;
Bulunduğumuz bu belde, Peygamber Efendimizin (S.A.V) müjdesine mazhar olan bir beldedir. Burası Osmanlı’nın dünyayı ahlak, maneviyat ve adalet temelinde yönettiği Topkapı Sarayı, İstanbul’un tapusu mahiyetindeki Ayasofya Camii ve daha nice önemli simgeleri içerisinde bulunduran dünyanın merkezi durumundaki kutlu bir beldedir. Bizler, asırlarca dünyaya İslam’ın güzelliklerini taşıyan, ortaya çıkarılmak ve yaygınlaştırılmak istenen ahlaki ve manevi yozlaştırma faaliyetlerine engel olan bir medeniyetin çocuklarıyız. Gelin görün ki, bu kutlu belde şimdilerde sapkın Batı medeniyetinin adeta kültürel işgali altındadır. Abdülhamid Han’ın türbesini restorasyona almaları sebebi ile kendilerine teşekkürü borç bildiğimiz idarecilere, bu türbenin etrafından başlamak sureti ile Allah’ın razı olmadığı bu rezilliklere son verecek çalışmaları başlatmaları için bir kez daha ikaz ediyor, aksi halde hem dünyada hem de ahrette karşılaşacakları zor durumu kendilerine tüm iyi niyetimizle hatırlatıyoruz.
Vefatının 98. sene-i devriyesinde cennet mekân Sultan II.Abdulhamid’i Han’ı ve hak dava uğruna mücadele vermiş olan tüm Mücahitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Basın açıklamamıza katılan siz kıymetli misafirlerimize, basın mensuplarımıza ve bu toplantımızın güvenliğini sağlayan emniyet güçlerimize teşekkür ediyor, hepinizi Allah’a emanet ediyoruz.  Gününüz ve ömrünüz bereketli olsun.

Yapılan açıklamanın ardından dua edildi ve halka sıcak irmik helvası ikram edildi.



YORUMLAR

  • 0 Yorum