SP AFYONKARAHİSAR İLBAŞKANLIĞINDAN

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Biz, cumhuriyetin kuruluşunu, 600 yıllık bir mirastan sonra varlığımızı korumak ve tarihteki rolümüzü yeniden inşa etmek olarak görüyoruz. Bugün daha fazla sürdürülmesi mümkün olmayan mevcut dünya düzenine

SP AFYONKARAHİSAR İLBAŞKANLIĞINDAN
30 Ekim 2019 - 05:36 - Güncelleme: 30 Ekim 2019 - 05:51

28 EKİM 2019 BASIN AÇIKLAMASI

   Kıymetli basın mensupları, çok kıymetli dava kardeşlerim hepinizi hürmetle selamlıyorum Esselamü aleyküm.

   Merkez İlçe Başkanımızın sağlık sorunları nedeniyle basın açıklamamızı ben yapacağım. İsmim Erhan Akpınar. Saadet Partisi Merkez ilçe Başkan Yardımcısıyım.

   Bugün 28 Ekim 2019. Öncelikle geçtiğimiz gün belediye başkanı sayın Mehmet Zeybek beyin babasının vefat haberini aldık. Kendisine Allah’tan rahmet, Mehmet Zeybek beye de başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

   29 EKİM İŞGAL VE TALANA KARŞI ÇIKIŞIN ADIDIR.

   Yarın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Biz, cumhuriyetin kuruluşunu, 600 yıllık bir mirastan sonra varlığımızı korumak ve tarihteki rolümüzü yeniden inşa etmek olarak görüyoruz. Bugün daha fazla sürdürülmesi mümkün olmayan mevcut dünya düzenine karşı mücadele etmek 1923'ün güncel halidir diye düşünüyoruz. ‬20'nci yüzyılın mazlum coğrafyaların uluslararası güçler tarafından tahakküm altına alınması, işgali ve sömürgeleştirme çabalarıyla başladığı bu dönemde 29 Ekim'in bu düzene karşı çıkışın adı olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bundan bir asır önce kendi topraklarımızı her türlü emperyalist işgal ve talana karşı hep birlikte koruduk. Bugün de bu işgal, talan ve statükoya karşı çıkışın hafızalarda hep canlı tutulması gerektiğini düşünüyoruz.

   KEŞKE BUNU SAVAŞ BAŞLAMADAN ÖNCE SÖYLESEYDİNİZ.

   Ülkemizin önemli gündem maddelerinden birisi şüphesiz Suriye meselesi. Geçtiğiniz günlerde dış işleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu diyor ki,” Suriye’de askeri bir çözüm yok, siyasal çözüm olmalı.” Şimdi biraz geçmişe uzandığımızda Suriye’de olaylar yeni başlarken ne demiştiniz? Cuma namazını Şam’da kılarız, yarın sabah kahvemizi bilmem nerde içeriz diyerek daha önce kardeşim dediğiniz Esed’e, bir anda sen zalimsin, orda duramazsın demiştiniz. Ilımlı muhalifleri eğitip donatmalıyız demiştiniz. Biz ise o günlerde Saadet Partisi olarak Suriye’yi ziyaret edip, şiddet ve silahla bir çözüm olamayacağını, Esed iktidarının daha hoşgörülü davranması gerektiğini, ülkede kan akmasının sadece siyonizmin işine yarayacağını önce Suriye’deki yetkililere, daha sonra ülkemizdeki iktidara izah etmiştik. O zaman bizi Esed’ci olmakla suçlamışlardı. Şu an iktidar bizim 8 yıl önce söylediğimiz noktaya geldi. Ne olurdu bu kadar kan akmadan, bu kadar ev yıkılmadan, bu kadar insan sığınmacı durumuna düşmeden, bu kadar çocuk sahillere vurmadan ve bu kadar yabancı devlet buralara gelmeden bugünkü durumu görebilseydiniz? Şunu hemen belirtelim ki bizim söylediğimiz yere geldiniz derken emin olun mutlu değiliz. Keşke biz yanlış söylemiş olsaydık da işler bu hale gelmeseydi. Neden bu hale geldi? Suriye ile çok samimi ve sıcak görüntüler verirken, devlet başkanları ailece oturup kalkarken bir anda ne oldu da “kardeşim Esed” dediğimiz insan, “Zalim Esed”e dönüştü? Bunun cevabını sayın Burhan Kuzu verdi. Demişti ki” Amerika bize Esed bir hafta içinde düşecek dedi biz de bütün politikamızı buna göre belirledik.” Yine Amerika, yine Amerika’ya duyulan güven ve yine Amerika’nın bize attığı kazık. Bir zamanlar sayın Cumhurbaşkanı’nın da şöyle bir ifadesi olmuştu, “Amerika bizi bir değil, iki değil, üç değil hep aldattı, hep aldattı.” İktidardaki yetkililere seslenmek istiyoruz. Amerika Amerika’lılığını yapacak, şeytan şeytanlığını yapacak onlarda suç yok. Onlar şahsiyetlerinin gereğini yapıyor. Biz Müslümanlar olarak uyanık olup, onların hile ve tuzaklarını görmemiz gerekir. Yapılması gerekenleri yapmayıp, almamız gereken tedbirleri almazsak ağlayıp, sızlanmanın hiç faydası olmayacağını bilmemiz gerekir.

   SURİYE’DE HUZURUN SAĞLANMASI İÇİN BÖLGE ÜLKELERİ VE ESED İLE GÖRÜŞÜLMELİDİR.

   Her şeye rağmen siyasi çözüm aranmasının faydalı olacağı kanaatindeyiz. Ancak bu çözümün sadece Amerika ve Rusya ile yapılan görüşmeler ile değil bölge ülkeleriyle de konuşularak yapılmalı. İran, Irak ve Esed bu görüşmede mutlaka olmalı.

   DIŞ GÜÇLER EMELLERİNE ULAŞMAK İÇİN HER ZAMAN TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İÇ İÇEDİR. 

   Gene sayın Cumhurbaşkanı “siz ne zaman terör örgütleri ile bu kadar samimi oldunuz?” diyor. Sayın Cumhurbaşkanına hatırlatmak isteriz. Bunların terör örgütleriyle olan ilişkileri çok eskilere hatta, bu örgütlerin kuruluş aşamalarına kadar gider. Bizim ülkemizdeki pkk nın arkasında Amerika olduğunu da herkes bilir. Bunlar emellerine ulaşıncaya, yani Büyük İsrail Devleti’ni kurup, tüm insanlığı köle olarak kullanacağı güne kadar terör örgütleriyle çalışmaya, desteklemeye ve hatta yenilerini kurmaya devam edeceklerdir. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.

   YAPTIĞIMIZ ELEŞTİRİLER İKTİDARIN YANLIŞ POLİTİKALARINADIR. BARIŞ PINARI HAREKATIYLA KARIŞTIRILMAMALIDIR.

   Bu yaptığımız eleştiriler iktidarın yanlış politikalarına olup Barış Pınarı Harekatı’yla bir ilgisi yoktur. Gelinen noktada bu harekatın yapılması gerekliydi. Daha önce de belirttiğimiz gibi askerimize ve polisimize tam destek veriyoruz. Allah yardımcıları olsun. Bu süre içerisinde gerek asker, gerek sivil tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

   IRAK VE SURİYE’YE YABANCI GÜÇLERİN YERLEŞMESİNİ SİZ İSTEDİNİZ.  

   Geçtiğimiz gün sayın Veysel Eroğlu bey de şöyle bir şey söylemiş, “Irak’taki karışıklıklara  yabancılar sebep oluyor”. Buradan sormak istiyoruz, sayın vekil, acaba o yabancıların oralara nasıl geldiğini hatırlıyor musunuz? Erbakan hocamız Allah rahmet eylesin “ Irak’ta bir masumun burnu kanasa, 7 sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa, yine de bu vebalden kurtulamazsınız” derken sizler Irak’a Amerika’nı girmesi için neler yapmıştınız. 1 Mart tezkeresi geçmediği halde, 6 hava limanı ve 7 deniz limanını genelge ile açan sizler değil misiniz? İkinci oylamadan önce hayır diyenler memur maaşlarını nasıl yatıracağımızı söylesinler diyerek milletvekillerine evet verdirten sizler değil misiniz? Şimdi kalkmış yabancılardan şikayet ediyorsunuz.

   KALDIRIM ÇİZGİLERİ HİÇ HOŞ OLMADI.

   Bir de geçen haftalarda kaldırıma konulan eşyaların yayaların yürümesine engel olduğundan dolayı  Afyonkarahisar belediyesi bir karar aldı. Kaldırıma eşya konulmasına müsaade edilmedi. Bu durumda da esnaf açısından sıkıntı oldu. Sonunda bir orta yol bulundu. 30 cm’den fazla yer işgal edilmemesi şartıyla eşya konulmasına müsaade edildi. Bu herkes açısından makul bir karardı ve bu 30 cmi belirlemek için çizgiler çizildi. Ancak bu çizgilerin görüntüsü ve rengi hiç uygun olmadı. Çizgi çizmeye gerek var mıydı? Eğer mutlaka çizilmesi gerekiyorsa daha estetik, göze hitap edecek şekilde çizilmeliydi. Değişik etkinliklerle, festivallerle şehrimizin adını duyurmaya çalıştığımız bu süreçte, çizgilerin şehrimizin görüntüsü açısından hiç şık olmadığını ifade etmek istiyoruz. Ayrıca çizgide kullanılan sarı renk, görme engelli kardeşlerimiz için önemli olup, onların yanlış yönlenmesine sebep olabilir.

   HUZURLU BİR GELECEK SAADET İLE GELECEK.

   Son olarak 3 Kasım 2019’da yapılacak kongremizi tekrar hatırlatmak istiyoruz. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin değil adil paylaşımın, çifte standartın değil eşitliğin, torpilin ve adam kayırmanın değil liyakatin, zulmün değil adaletin hakim olması için, rantiyecilerin değil üretenin kazanması için,  gençlerimizin yurt dışına gitmeyi planladıkları değil yaşanabilir bir Türkiye için tüm hemşehrilerimizi davet ediyoruz. 

   Bu duygu ve düşüncelerle hepinize teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.. ..Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Erhan Akpınar.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum