TEMİZ TOPLUM DERNEĞİ UYARDI: OKULLARDAKİ TEK TEHLİKE KORONA DEĞİL!

Okulların açılmasına günler kala Temiz Toplum Derneği’nden uyarı geldi: “Okullardaki uyuşturucu tehdidi en az koronavirüs kadar fazla. Üstelik bunu bertaraf etmek virüs kadar kolay değil.”

TEMİZ TOPLUM DERNEĞİ UYARDI: OKULLARDAKİ TEK TEHLİKE KORONA DEĞİL!
14 Eylül 2020 - 14:15
Okulların açılmasına günler kala Temiz Toplum Derneği’nden uyarı geldi: “Okullardaki uyuşturucu tehdidi en az koronavirüs kadar fazla. Üstelik bunu bertaraf etmek virüs kadar kolay değil.” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüz yüze eğitimin kademeli olarak açılacağını açıklamasının ardından, gözler okullardaki koronavirüs tehlikesine çevrildi. Bu noktada Temiz Toplum Derneği Genel Başkanı Bilal Ay, yaptığı açıklamada okullar ve çevresindeki uyuşturucu tehdidinin en az koronavirüs kadar büyük olduğunu ifade etti. KORUNMAK KORONA KADAR KOLAY DEĞİL Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Bilal Ay, “Okulların açılmasına az bir zaman kaldı. Aileler doğal olarak koronavirüs salgını sebebiyle endişe içerisindeler. Ancak uyuşturucu belası da en az korona kadar tehlikeli. Virüsten maske, mesafe ve hijyen ile korunmak mümkün ancak uyuşturucudan korunmak, çocuklarımızı korumak maalesef bu kadar kolay değil. Teyakkuz halinde olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. 18 YAŞ ALTI ÖLÜMLERDE DÜNYA 2.’SİYİZ Uyuşturucunun sanılandan çok daha büyük bir risk olduğunu ifade eden Ay, “Bugün uyuşturucuya bulaşma yaşı 8. Uyuşturucudan ölüm yaşı ise 14. Ülke genelindeki bağımlı sayısı 2 milyona yaklaşıyor. Aileleriyle birlikte 8 milyon kişi bu illetten etkileniyor. Bu illet sadece bağımlılık yapmıyor sakat bırakıyor. Öldürüyor! Örneğin bonzai kullanan birisi ortalama 3 yıl yaşıyor. Tek kullanımda dahi öldürebiliyor. Bir başka madde kişinin akli dengesini kalıcı olarak bozabiliyor. 18 yaş altı için uyuşturucudan ölüm oranında dünya 2.’siyiz. Avrupa’da ise uyuşturucu ölümlerinde maalesef lideriz” diye konuştu. BAĞIMLI AİLELERDE RİSK 2 KAT Uyuşturucunun zararının sadece kişinin kendisine olmadığına değinen Başkan Ay, “Toplumsal bir çöküşe de sebep oluyor. Örneğin dağılan her 100 ailenin 5’inde uyuşturucu bir sebep ya da sebeplerden biri. Ülkemizde yaşanan cinayetlerin yüzde 60’ının, tecavüzlerin yüzde 33’ünün, şiddet haberlerinin yüzde 40’ının arkasında alkol ve uyuşturucu var. Nasıl ki koronavirüste her hastanın bulaştırma riski varsa, her bağımlı da çevresini bağımlı yapıyor. Lise öğrencilerinin yarısı ilk kez maddeyi ailesinden temin ediyor. Aile kullanıyorsa risk 2 katına çıkıyor” dedi. OKUL SERVİSİNDE UYUŞTURUCU Uyuşturucuya bulaşmanın sadece bilinçli bir hata olmadığını da belirten Temiz Toplum Derneği Genel Başkanı Bilal Ay, “Torbacılar akıl almaz yöntemlere başvuruyorlar. Şişman bir gencimize zayıflama ilacı diye ya da sivilceli bir gencimize sivilcelerini geçirecek yalanıyla uyuşturucu kullandırabiliyorlar. Gençler, bunun böyle olduğunu bilmiyor ama bir kez kullanıldığında iş işten geçmiş oluyor. Meyve çaylarına uyuşturucu karıştırılabiliyor. Okul servislerinde dahi uyuşturucu satılıyor. Eğer bir bağımlı para bulamazsa, ya hırsızlık yapıyor ya da kendisi de torbacı olup başka kişileri tuzağa çekiyor” ifadelerini kullandı. HEMEN HER YERDE UYUŞTURUCU VAR Türkiye’nin hemen her yerinde uyuşturucuya rastlandığını belirten Bilal Ay, “Ancak Marmara Bölgesi’nde tüm bağımlıların 3’te 1'i, İç Anadolu Bölgesi’nde ise 5’te 1’i yer alıyor. Karadeniz Bölgesi ise kısmen yüzde 4 ile daha temiz. Ancak yakın zamanda, daha korunaklı olabileceğini düşündüğümüz köylerden dahi akıl almaz haberler geliyor. Şırnak ya da Yalova’nın bazı köylerinde inanılmaz rakamlardan söz ediliyor. Yine İstanbul’da 500 bin kişi uyuşturucuya bulaşmış durumda. 200 bin kişi bağımlı. Saha çalışmalarımızdan gözlemlediğimiz Esenyurt, Küçükçekmece, Beşiktaş, Kadıköy, Gaziosmanpaşa, Bağcılar, Bahçelievler, Pendik, Tuzla, Şişli, Beyoğlu gibi ilçelerde risk bir miktar daha fazla. Amacımız bir yeri hedef göstermek değil elbette. Her aile pürdikkat bu meseleye eğilmeli ama buralarda yaşayan aileler biraz daha dikkat kesilmeli” diye konuştu. MERAK, ARKADAŞ BASKISI, GÜVENSİZLİK… Kandırılma dışında gençleri uyuşturucuya iten sebeplerine de değinen Ay, “Merak, arkadaş baskısı, olgunlaşacağını düşünmek, kendine güvensizlik, düzensiz aile yapısı gibi gerekçeler, gençleri uyuşturucuya itiyor. Bağımlıların yarısı arkadaş kurbanı oluyor. Aileler dikkatli olmazsa, çocuklarının bağımlı olduğun ancak 1,5-2 sene sonra fark edebiliyor. Öte yandan lise öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada, öğrencilerin bağımlılık hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları sonucuna erişiliyor” şeklinde konuştu. ÇOCUK, AİLE VE OKUL ARASINDA GÜÇLÜ BİR BAĞ KURULMALI Narkotik tedbirlerin alındığı ancak bunun sorunu çözmediğini ifade eden Genel Başkan Ay, “Sadece bu yöntem işe yaramıyor. Aileler dikkatli, öğrenciler tedbirli, öğretmenler ise teyakkuzda olmalı. Çünkü sadece tek bir alanda yapılan denetimler asla bizi çözüme götürmeyecek. Aile, çocuk ve öğretmen arasında ciddi bir bağ oluşturulmalı” dedi. TEMİZ TOPLUM DERNEĞİ’NDEN AİLELERE 12 ÖNERİ “Kimse benim çocuğum yapmaz deme lüksüne sahip değil” diyen Bilal Ay ailelere şu önerilerde bulundu: 1) Ebeveynler ilk olarak çocuklarına hayır diyebilmeyi öğretmeliler. 2) Çocuklarıyla nitelikli zaman geçirmeli, her gün en azından akşam yemeklerinde dahi olsa bütün aile bir araya gelmeliler. 3) Çocuğunun arkadaş çevresinin değişip, değişmediğini kontrol etmeliler. 4) Çocuklarının hal, hareket ve tavırlarındaki radikal değişiklikleri değerlendirmeliler. 5) İnternetten dahi uyuşturucu pazarlanabilen günümüzde, internet kullanımını güvenli hale getirmeliler. 6) Gençlerin uyuşturucuyla ilk tanıştıkları yerlerden birisinin kendi odaları olduğunu bilerek, bunaltmayan bir denetim mekanizması geliştirmeliler. 7) Çocuklarına sık sık sarılmalılar. Bu hem onları ailelerine bağlayacak hem de çocukların üstünde, varsa kötü bir koku, fark etmelerini sağlayacaktır. 8) Çamaşırların yıkanmasından önce, ceplerin tütün vb. şeylerin kırıntılarının olup olmadığını kontrol etmeliler. 9) Ailevi sorunlar ya da diğer sorunlar karşısında gençleri asla yalnız hissettirmemeliler. 10) Çocuklarıyla iletişim kanallarını her zaman ve zeminde açık tutmalılar. 11) Aile, okul ve çevre arasında güçlü bir bağ kurulmalı, aileler bu bağın kurulmasında etkin rol üstlenmelidir. 12) Aileler, çocuklarının zaman geçirdiği sosyal çevre hakkında bilgi sahibi olmalı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum