Arzu KONAN

Arzu KONAN


Cesur bir hanım sahabe; Ümmü Süleym

22 Şubat 2015 - 02:59

Neccaroğullarından asıl adı Gumeysa olan ihlaslı, cesur bir kadın. O her şeyini Allah yolunda harcayan,  sıkıntılara direnen, hayırdan yana olan bir kadın. O, kâinatın efendisinin (asm) sütteyzesi ve Hz. Enes' in biricik annesi olan Ümmü Süleym (r.anha ) 
Ümmü Süleym ( r.anha) İslâm düşmanı olan Malik bin Nadr ile evliydi . Hz. Enes bin Malik bu evlilikten doğdu. Ümmü Süleym Medine'de İslâmiyet yayılmaya başladığı sırada her sıkıntıyı göze alarak , eşinden gizlice Müslüman oldu. O, küçük Enes' in de Müslüman olarak büyümesini istiyordu. Gizlice oğluna Kelime-i Şehadeti telkin ediyordu. Bir gün yine öğretirken eşi Malik bin Nadr eve geldi ve onları duyup çok öfkelendi. Ümmü Süleym'e söylendi ve oğlunun ahlakını ve inancını bozmaması konusunda onu sert bir dille tehdit etti. Öfkeyle evden çıkmıştı ki onu takip eden bir düşmanı tarafından öldürüldü.  Allahu Teâlâ İslâmiyete çok büyük hizmetleri olacak olan Hz. Enes' in müşrik bir babanın elinde büyümesine rıza göstermemişti.  Ümmü Süleym (r.anha) Allahu teâlânın yarattığı her şeyde mutlaka bir hayır olduğuna inanırdı. Kadere teslim olarak sabretti. O, fakirdi ama oğlunu da üvey baba baskısı altında büyütmek istemiyordu. Zengin insanlardan gelen evlilik tekliflerini oğlu büyüyünce kadar evlenmeyeceğini belirtip reddetti. Birkaç sene sonra teklifte bulunanlardan biri olan Ebu Talha yine gelip Enes' in büyüdüğünü artık dul kalmaması gerektiğini söyleyerek bir kez daha teklifte bulundu. Ebu Talha zengin ve çevresi tarafından sevilen biriydi lâkin müşrik idi. Ümmü Süleym bu evliliği, kalbi ölmüş bir insanı diriltmek, onu karanlıktan aydınlığa,  huzura çıkarmak için vesile yapmayı düşündü ve Ebu Talha'ya şunları söyledi:
" Aslında senin gibisi reddolunmaz. Fakat sen müşriksin. Seninle evlenirsem bana tabi olarak iman eder misin, yoksa şirkini gizleyerek yaşar mısın? Zirâ ben bir Müslümanım,  Allah'a ve Rasulüne iman ettim "dedi. 
Ebu Talha'ya müslüman olması konusunda teklifler geliyordu. Fayda ve zarar vermekten aciz putlara tapmanin da manasızlığını anladığını,  zaman zaman bu düşüncelere kafa yorduğunu itiraf etmesinden güç alan Ümmü Süleym ona şunları söyledi:
" Sana faydası ve zararı olmayan bir taşa tapmayı nasıl uygun görüyorsun ? Bir marangozun getirip senin için yonttuğu bir ağaç parçasının sana ne bir faydası olur,  ne de bir zararı..."
Ebu Talha söyleyecek söz bulamadı ama kalbinde batıl inançlar silinmeye başlayarak , kalbinde kapılar açılarak oradan ayrıldı.  Birkaç gün sonra tekrar geldi. Ümmü Süleym'e istediği kadar para vereceğini söyledi ve yine teklifte bulundu. Fakat Ümmü Süleym müşrik biriyle evlenmek istemiyor,  Müslüman olmaması durumunda teklifini kabul etmeyeceğini söylüyordu.  Hatta mehir olarak da Müslüman olmasını kabul edeceğini başka bir mehir istemeyeceğini söyledi. Ebu Talha'nın kalbi yumuşamaya başladı. 
Biz günümüz kadınları her an dönüp kendimize bakmalı, muhasebemizi yapmalıyız. Sıkıntılarla başbaşa bir kadın, bir anne her şeye katlanıyor, dinini yaşıyor, hizmet ediyor ve yetmiyor bir müşrik'in de müslüman olup iman lezzetini tatması için çabalıyor. Bu hareketiyle bizlere de örnek oluyor.  Müslüman bir kızın veya kadının , zengin de , şöhretli de olsa ,reddedilmeyecek kadar güzel de olsa, inanmayan veya inancını yaşamayan bir erkekle evlenmemeleri gerektiğine dikkat çekiyordu. 
Ebu Talha teklifi kabul etti ve Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldu. Ümmü Süleym teklifi kabul etti ve evlendiler. EbuTalha,  Ümmü Süleym vesilesiyle büyük sahabiler arasına girdi. Birçok savaşta vücudunu Peygamberimize (asm) siper etti. Servetini Allah ve Rasulü uğrunda harcadı.  Rasûlullah'ın iltifatına mazhar oldu. 
Ümmü Süleym ile evlendikten kısa bir süre sonra Peygamber efendimiz Medine'ye teşrif ettiler.  Halk kendisine hediyeler sunuyordu. Ümmü Süleym ise yıllarca koruduğu,  hayatına hayatını verdiği,  uğrunda birçok sıkıntılara katlandığı biricik oğlu Enes' i hediye etmek, Rasûlullah'ın hizmetine vermek istiyordu. Enes o sıra 10 yaşında idi. Ümmü Süleym isteğini Rasûlullah' a söylediğinde isteği kabul edildi ve Efendimiz Hz. Enes için duada bulundu. Hz. Enes ki Peygamberimizin (asm) ebedi âleme göç etmedine kadar onun mukaddes hizmetinde bulundu. Rasûlullah'ın ilim ve feyzinden kana kana istifade etti. Bugün birçok hadisi bu büyük sahabinin rivayetlerinden öğreniyoruz. Ümmü Süleym'in Ebu Talhadan bir oğlu oldu fakat cennet bahcelerine aldı Cenab-ı Hak bebeği. Sonra Abdullah isminde bir oğulları daha oldu. Onunda dokuz evladı oldu.
Bir insanın en değer verdiği şey hayatıdır. Kimse hayatını kimse için feda etmez ama Allah ve Rasûlullah sevgisi ile bu uğurda hayat feda edilirdi.  Hayatını feda edenlerden biri de kadın olduğu halde Ümmü Süleym idi. O gözü pek bir iman fedaisiydi. Uhud savaşında hizmette bulundu. Yaraları sardı, su ihtiyaçlarını giderdi. Yine Huneyn savaşında eşiyle birlikte Rasulullah'ın yanında yer aldı. Ümmü Süleym'in bütün ailesi , kardeşleri,  kocası, oğlu hepsi de İslâma gönül vermiş Allah ve Rasulü uğrunda hiçbir fedakârlıktan çekinmediler. Ümmü Süleym Kâinatın efendisinin duasını alnak, rızasını kazanmak için elinden gelen hizmeti yaptı.  Br gün efendimiz kendisini ziyaret etmiş,  bir müddet oturduktan sonra uyumuştu. Bu arada mübarek alınlarında ter damlaları birikmeye başlamıştı.  Ümmü Süleym Rasûlullah'ı uyandırmamaya çalışarak ter damlalarını toplamaya başlamıştı.  Güllerin sultanı efendimiz uyandı ve ne yaptığını sordu. O, " Ya RasûlAllah, bereket için, alnınızda biriken ter damlalarını topluyorum; sağlayacağım" dedi. Rasûlullah tebessüm buyurdu. ( zerreler adedince selam ve salàt olsun)
Ümmü Süleym (r.anha) son derece hayalı biriydi. Rasûlullah'a mahrem konuları sormaktan çekinmez, hayânın öğrenmeye mani olmaması gerektiğinin şuurundaydı. 
Peygamberimiz bir hadislerinde onun uhrevi derecesine işaretle şöyle buyuruyordu:
" Cennete girdim, önümde bir hışırtı işittim. Bir de ne göreyim? Milhan kızı Gumeysâ değil mi? "
 
Allah ondan razı olsun. 
 
Arzu Konan

YORUMLAR

  • 0 Yorum