BOP'un hedefi İslam inancı

ESAM tarafından bu yıl 27’ncisi tertip edilen Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi İstanbul’da başladı.

BOP'un hedefi İslam inancı
03 Aralık 2018 - 05:08 - Güncelleme: 03 Aralık 2018 - 05:23

Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi, İslam ülkeleri liderlerinin katılımıyla İstanbul’da başladı. Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından bu yıl 27’ncisi düzenlenen kongre “Değişim ve Dönüşümleriyle Yeni Dönem ve İslam Birliği” ana gündem maddesiyle gerçekleşiyor. Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’nın, İslam Birliği’nin tesisi için başlatmış olduğu kongrede Müslüman liderler, ümmetin sorunlarını istişare ederek, çözüm önerilerini gündeme taşıyor.

Bugün de devam edecek “Değişim ve Dönüşümleriyle Yeni Dönem ve İslam Birliği” temasıyla gerçekleşen kongrede ümmetin sorunları istişare edilip, çözüm önerileri gündeme taşınacak. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan kongre, ardından ESAM Genel Başkanı Recai Kutan’ın gerçekleştirdiği açılış konuşması ve protokol konuşmaları ile devam etti. İslam ülkelerinden gelen birçok temsilcinin yer aldığı programa, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Islah Cemiyeti Genel Başkanı Muhammet KhanAtifi, Avrupa İslam Teşkilatları Federasyonu Genel Başkanı Dr. Samir Felah, Filistin Alimler Birliği Başkanı Dr. NawafTakruri, Moro İslami Özgürlük Partisi Genel Başkanı Dr. Hacı Murad İbrahim, CANSUYU Genel Başkanı Mustafa Köylü, İHH Genel Başkan Vekili Hüseyin Oruç, Tevhid ve Islah Hareketi Genel Başkan Vekili Dr. Muhammed Tollabi ve Memur-Sen Genel Başkan Vekili Levent Uslu katıldı.

 

BATI MEDENİYETİ BUGÜNKÜ SORUNLARI ÇÖZEMEZ

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, son 2-3 asırlık dönemde dünyaya Batılıların şekil verdiğini dile getirdi. Kutan, “ABD 11 Eylül olaylarını bahane ederek tüm dünyadaki Müslümanlara ‘terörist’ damgası vurdu. Hazırladıkları Büyük Ortadoğu Projesi Fas’tan Endonezya’ya kadar uzanıyor. Bu projenin hedefi İslam inanç ve anlayışının değiştirilmesidir. Batı medeniyeti bugünkü sorunları çözemez” diye konuştu.

ZALİMİN ZULMÜNE SON VERMEK CİHADIN ZİRVESİDİR

İslam ülkelerindeki sorunların kanayan yaraya döndüğünü ifade eden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, cihat etmenin öneminden bahsetti. Karamollaoğlu, “Cihat, Hakk’ı hakim kılmak için yapılan bir mücadeledir. Ekonomik olarak direnmek cihattır. Zalimin zulmüne son vermek ise cihadın zirvesidir. Bütün zulümleri ortadan kaldırabilmemiz için ekonomik, sanayi ve teknolojik olarak güçlenmek zorundayız” şeklinde konuştu.

DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY SİYONİZM’İN SİNSİ PLANLARIDIR!

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk, kongreye katılamamasından dolayı bir telgraf gönderdi. Asiltürk, telgrafta, “Tarihi bir dönüm noktasında gerçekleştirilen 27. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi’nin hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum. Merhum Erbakan Hocamız’ın İslam birliğinin kurulması amacıyla başlattığı bu programı devam ettirdikleri için ESAM’ın bütün yetkililerine teşekkür ediyorum. Bugün hem Batı’da hem Doğu’da hem de İslam dünyasında büyük değişim ve dönüşümler yaşanmaktadır. Değişim ve dönüşümün yaşanmadığı tek gerçek ise Siyonizm’in sapkın arz-ı mevud inancı doğrultusunda İslam dünyasının kan gölüne çevrilen sinsi planıdır. Bu durumda Müslüman ülkelerin en büyük sorumluluğu bir an evvel ihtilafları bir kenara bırakıp bir araya gelmesidir. Bütün insanlığın lehine olan adımlar atabilmesidir” ifadelerine yer verdi.

İSLAM ÜLKELERİNDE KAN VE GÖZYAŞI VAR

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, “Bütün İslam âleminin en hain kuşatmalarla, en sinsi oyunlarla karşı karşıya kaldığı bir dönede gerçekleştirdiğimiz toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum. İslam âlemi şu anda tarihin en kritik ve badireli dönemini yaşamaktadır. Birçok İslam ülkesinde kan ve gözyaşı var. Dünyanın hiçbir döneminde savaşlar bu kadar acımasız olmadı. Peki, bu zulmün sorumluları kimlerdir? Irak, Yemen, Filistin, Libya ve Afganistan’daki kan ve gözyaşının birinci sorumlusu dünyaya şekil vermeye çalışan Batılılardır” açıklamasında bulundu.

BOP’UN HEDEFİ İSLAM İNANCI

Son 2-3 asırlık dönemde dünyaya Batılıların şekil verdiğini dile getiren Kutan, “ABD 11 Eylül olaylarını bahane ederek tüm dünyadaki Müslümanlara ‘terörist’ damgası vurdu. Hazırladıkları Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Fas’tan Endonezya’ya kadar uzanıyor. Bu projenin hedefi İslam inanç ve anlayışının değiştirilmesidir. Emperyalistlerin en çok rahatsız oldukları ‘cihat’ olmuştur. Bu yüzden sömürgeciler ve Siyonistler yıllar boyunca İslam’ı yanlış tanıttılar. Müslümanları potansiyel suçlu ilan ettiler. Dünya hak ve adalet merkezli yeni bir düzen arayışı içerisindedir. Batı medeniyeti bugünkü sorunları çözemez. Merhum Hocamız Necmettin Erbakan’ın İslam dünyasına hediyesi olan D-8 projesini yeniden canlandırmalıyız. Gün, birlikte ‘İslam medeniyeti’ni yeniden ihya etmek için çalışma günüdür” diye konuştu.

SOMUT ADIMLAR ATMAK ZORUNDAYIZ

Cansuyu Genel Başkanı Mustafa Köylü kongrede yaptığı konuşmada, “Her yıl İslam ülkelerinde çeşitli gelişmeler oluyor. Bazı coğrafyalar elimizden kayıp gidiyor bazıları ise iç savaşlar nedeniyle kan gölüne dönmüş vaziyette. Batılı devletler bu bölgelere silahlı müdahaleyle kan gölüne çevirmekten hiç çekinmiyorlar. Müslümanlar da yılgınlık gösteriyorlar. Sanki kendilerine zulmedenler onlar değilmiş gibi onlardan yardım istiyorlar. Biz bir yardım kuruluşuyuz. İslam ülkelerine yardım etmek istiyoruz ama ABD gibi Batılı ülkeler bizlere engel olmaya çalışıyorlar. Kardeşlerim ilk yapılması gereken öncelikle birbirimizi dinlemektir. Aramızdaki problemleri kendimiz çözmek zorundayız. Kendi sorunlarımızı başkalarının çözmesini beklersek daha fazla kan kaybedeceğiz. Bizleri giderek daha fazla bölecekler. Burada olduğu gibi gerçekleştirilen tüm toplantılarda somut adımlar atmak zorundayız” şeklinde konuştu.

DÜNYA DEĞİŞİYOR, PEKİ BİZLER NE YAPACAĞIZ?

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, programda gerçekleştirmiş olduğu konuşmada İslam dünyasındaki birlik ve beraberliğe değindi. Karamollaoğlu, “Dünyada birtakım değişiklikler meydana geliyor. İklimler değişiyor. Hava kirleniyor. Sel felaketleri, depremler artıyor. Aynı zamanda bu dünyaya hükümdar olmak isteyen devletler kendi arasında çekişirken, gelişmiş olan devletler de bu çekişmenin kendi lehlerine sonuçlanması için çalışıyor. Peki, İslam ülkeleri olarak bizler ne yapacağız? Batılıların İslam ülkeleri üzerinde oynadıkları oyunlara karşı ne yapacağız? Ekonomik olarak krizle boğuşuyoruz. Sanayi, teknoloji olarak giderek dışa bağımlı hale geliyoruz. Aile mefhumumuz yok ediliyor. Bizler bunlara karşı direnmekle mükellefiz. İslam âlemi olarak bu konular üzerinde yeni politikalar geliştirmek zorundadır. Bizi değiştirmek üzere gerçekleştirilen adımlara karşı direnç politikaları gerçekleştirmeliyiz” diye konuştu.

EKONOMİK OLARAK GELİŞMEZSEK MANEVİYATIN BİR ETKİSİ OLMAZ

Saadet Lideri Karamollaoğlu, “Bizler İslam ülkeleri olarak iktisadi, ekonomik, sanayi olarak güçlenemezsek maneviyatın hiçbir etkisi olmaz. Çünkü dünya bize itibar etmez. Bundan dolayı toplumların içerisinde birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Bağımsız olan bütün İslam ülkelerinin bir araya gelmesi gerekiyor. Bir araya gelerek daha da etkili bir güce sahip olmayı planlamak mecburiyetindeyiz. Birlik ve beraber olmazsak dışarıdan gelen saldırılara karşı koyamayız. İslam birliğini kurduk. Şu anda İslam birliğinin kendisi var, etkisi yok. Bir teşkilatın adının olması, etkili olduğu anlamına gelmez. Hatta bazen zararlıdır, kimse yenisini kurmak istemez” şeklinde konuştu.

FİKİR ÜRETMEK MECBURİYETİNDEYİZ

İslam ülkelerindeki sorunların kanayan yaraya döndüğünü ifade eden Karamollaoğlu, “Afganistan yıllardır iç savaşla mücadele ediliyor. D-8 üyesi olmasına rağmen Bangladeş’te katliamlara göz yumduk. İslam âlemi bunlarla baş edemedi. Biz fikir üretmek, politika üretmek mecburiyetindeyiz. Yoksa tenkit etmek, sadece fikirlerimizi dile getirip hükümetleri yerden yere vurmak bir çözüm üretmiyor. Maalesef Batı bizim karşımızda kendimizi kendimize vurdurtarak politikalar üretiyor. İslam âlemi olarak bunların üzerinde düşünmek zorundayız” dedi.

ZALİMİN ZULMÜNE SON VERMEK CİHADIN ZİRVESİDİR

Cihat etmenin öneminden bahseden Karamollaoğlu, “Bir araya geldiğimiz zaman ne kadar ulvi olduğumuzu dile getiriyoruz. Ama buradan çıkınca eski tas eski hamam deyimi misali eski halimize geri dönüyoruz. Dünyevileşmek demek, dünyaya kendini kaptırmak demektir. Cihat, Hakkı hâkim kılmak için yapılan bir mücadeledir. Ekonomik olarak direnmek cihattır. Zalimin zulmüne son vermek ise cihadın zirvesidir. Artık bir araya gelmekten bile endişe ediyoruz. Bugün Keşmir ve Filistin’de en uzun mücadeleyi veriyoruz. Gazze açık hava hapishanesine döndü. Yanlarında kim var? Bütün zulümleri ortadan kaldırabilmemiz için ekonomik, sanayi ve teknolojik olarak güçlenmek zorundayız. Ondan sonra siyasi birlik gerçekleşecektir. Bu elbet bugün ya da yarın olacaktır. Biz bu ideali hiçbir zaman zihnimizden çıkaramayız” şeklinde konuştu.

İSLAM ÜMMETİNİN BİRLİK VE BERABERLİK İÇERİSİNDE OLMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Programda konuşan İHH Genel Başkan Vekili Hüseyin Oruç ise, “Merhum Necmettin Erbakan bir ESAM toplantısında ‘Bu toplantının amacı İslam ümmetini bir araya getirmektir’ demişti. Bu ne yazık ki zaman alıyor. Herkesin üstüne düşeni sabırla yapması gerekiyor. Biz 20’li yaşlarda bu konuşmayı dinledikten sonra aldığımız mesaj ile kendi aramızda birlik oluşturduk. İHH olarak şimdi tüm dünyada Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik oluşması için çalışıyoruz. Dünyanın en ücra köşesinde ister sıkıntı içerisinde olsun isterse olmasın, tüm Müslüman ülkelerin yanına gitmeye çalıştık. Kardeşliğimizi tam göstermek, bir ümmetin faydası olmak için çalıştık. Biz, Erbakan Hoca ile başladığımız bu çizgiyi gelecekte de devam ettireceğiz inşallah” şeklinde konuştu.

İNSANLIK İÇİN İSLAM BİRLİĞİ KURULMALIDIR

Memur-Sen Genel Başkan Vekili Levent Uslu da, “İslam ümmetinin bir araya gelmesi için çeyrek asırlık bir gayret ve çaba var. Bu toplantıyı başlatan merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’yı ve dava arkadaşlarını rahmet ve minnet ile yâd ediyorum. Bu sene değişim ve dönüşüm temasıyla gerçekleştirilen bu kongrede bizim yapmamız gereken Kur’an-ı Kerim’e dönmemizdir. Burada yapılan istişareler inşallah sahada da yer bulacaktır. Medine, Kudüs, Sana, Saraybosna, Arakan, Paris ve Brüksel için İslam birliği insanlık için birlik olmak mecburiyetindedir. Paris ve Brüksel’i özellikle dile getirdim. Batı’nın da bugün İslam ümmetine ihtiyacı vardır. Emperyalistlerin ve Siyonistlerin dünyadaki bütün saldırılarını kınıyorum” diye konuştu.

MİLLİ GÖRÜŞ RUHUYLA İSLAM BİRLİĞİ KURULUR

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından bu yıl 27’ncisi tertip edilen Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi’nde protokol konuşmaları kısmında konuşan Islah Cemiyeti Genel Başkanı Muhammet Khan Atifi konuşmasına, programı tertip eden ESAM yetkililerine teşekkür ederek başladı. Atifi, “Allah bu programı İslam’ın birliğine vesile kılsın. İslam ümmetinin bekleyiş içerisinde oldukları bir dönemde İslam ümmetini burada toplandıkları için teşekkür ediyoruz. Merhum Necmettin Erbakan, İslam ümmetinin yükselişine vesile olmuş birisi. Şaire sormuşlar, kalbin neden sabit dediklerinde benim kalbim Allah’a bağlı olduğu için sarsılmıyor. İslam ümmeti bugün yaşadığı zorluklardan ne zaman kurtulur? Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’e sımsıkı bağlandığı zaman kurtulur. Bizler bununla mükellefiz. Bizi dağıtan, bizi birbirimize düşüren fitnelerden kurtulmalıyız. İslam temsilcilerine şunu söylemek istiyorum. İslam ümmetini bir çatı altında toplayabilecek bir nesil yetiştirin” diye konuştu.

ÜMMET OLMALIYIZ

Avrupa İslam Teşkilatları Federasyonu Genel Başkanı Dr. Samir Felah, “Bugün Avrupa’da İslam parçalanmayan bir varlık haline gelmiştir. Bunun da bazı yükümlükleri olduğunu biliyoruz. İslam Avrupa’da nahoş bir şekilde gösterilmek isteniyor. Siyasi kazanç elde etmek için bozmak, deforme etmek istiyorlar. Bizler gerçekten bu zorluklarla baş başayız. Müslümanlara bir zarar geldiğinde Avrupalı Müslümanlar da bunu hissediyor. Hepimiz ümmetiz ve tüm dünyadaki Müslümanlar ümmet olmalı, birlik olmalıdır. Bu acılar birlik olursak bitecektir” diye konuştu.

MİLLİ GÖRÜŞ RUHU YENİDEN AYAĞA KALKMALIDIR

Cemaat-i İslami Genel Başkan Vekili Abdul Rashid Turabi, “ESAM’ın gerçekleştirdiği bu programa daha önce Erbakan’ın daveti ile katılıyordum. Bu toplantı sesimizi duyurmamız için çok önemli. Bizler Allah’ın mücahitleri olarak çalışmalarımızı gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Burada tüm kardeşlerimden bir çağrı yapmak için bulunuyorum. Hindistan kuvvetlerinin yapmış olduğu misket bombaları nedeniyle Keşmir’in çeşitli yerlerinde yangınlar olduğunu biliyoruz. Kadınlar ve çocuklar uzun yıllardır bu savaşın pençesi altında bütün Müslüman âleminin bu dava yolunda birleşmesi gerekiyor. Necmettin Erbakan, İslam ümmetinin sorunlarının en başında Filistin ve Keşmir olduğunu söylemişti. Müslüman ülkelere yönelik yapılan bütün saldırıların arkasında Siyonizm var. Milli Görüş ruhu yeniden ayağa kalkmalıdır. Ancak bu şekilde yeniden İslam birliğini kurabiliriz. Tüm dünyanın refahı ve mutluluğu için Milli Görüş ruhunun yeniden hakim olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

ERBAKAN, TÜM DÜNYAYA SAADET GETİRMEK İSTEDİ

Filistin Âlimler Birliği Başkanı Dr. Nawaf Takruri, “Zalimlerin bize yapmış oldukları zulme karşı elimiz kolumuz bağlı kalamayız. Bizlere merhamet göstermelerini bekleyemeyiz. Gerçekten bizimle uğraştıklarını biliyoruz. Yolun zorluğunu anlayıp ona göre hareket etmeliyiz. Tüm dünyada zulmün yayıldığını görüyoruz. Tüm dünyada iyiliğin yayıldığını görmek istiyoruz. Adaletin, Müslümanlığın yayıldığı dönemde Müslüman liderler de iyiydi. Bugüne baktığımız zaman asrın anlaşması diye söylenen bir şey var. Bu sadece Filistin’e yönelik bir anlaşma değildir. Tüm dünyayı etkileyecektir. Necmettin Erbakan, İslam birliği düşüncesini ilk tesis eden kişilerdendir. Kendisi bizi birliğe davet etmek istedi. İyilik ile tüm dünyaya saadet getirmek istedi. Bizim bütün mücadelemizde bir olmamız gerekiyor” diye konuştu.

BANKSOMORO ÖZERK HÜKÜMETİNİ KURUYORUZ

Moro İslami Özgürlük Partisi Genel Başkanı Dr. Hacı Murad İbrahim, “Banksomoro Müslümanları olarak savaşımız 40 yıldan daha uzun bir süre devam ediyor. Baksomoro sömürgecilik döneminden beri özgürlük mücadelesi vermektedir. Banksomoro Müslümanları olarak Filipin nüfusunun yüzde 10’unu temsil ediyoruz. Bizler gerçeğin bilinmesi gerektiğini ortaya koyduk. İçerisinde 10 milyondan fazla Müslüman olduğunu görmesi için çalıştık. Allah’a hamdolsun ki 1970’ten sonra Müslüman ülkeler bu cihadımızı gördü ve bizlere yardım etti. 2019 yılı Ocak ayında Banksomoro Kanunu için bir referandum yapacağız. Bu referandumda büyük değişiklikler bekliyoruz. Şubat ayında Allah’ın yardımıyla Banksomoro özerk hükümetini kuracağız. Geçiş hükümetinin sonrasında 2022 yılında yeni bir seçim daha yapacağız” diye konuştu.

FITRATIMIZA GERİ DÖNELİM

Tevhid ve Islah Hareketi Genel Başkan Vekili Dr. Muhammed Tollabi, “Bu Müslümanların temasını şöyle dile getirebiliriz. Bir ümmet olarak 4 imtiyazımız var. Diğer milletler bundan mahrumdur. Evet sabır, inanç ve azimet bunların hepsi bize kuvvet vermektedir. Allah, bu ümmeti en hayırlı ümmet olarak vasıf ediyor. Biz görevimizi yaptığımız sürece bu güzel vasfa layık oluruz. Nerede olursak olalım, yer altı kaynaklarımız olmasa da inancımız sayesinde Rabbimize bağlılığımız sayesinde Allah bizi rızıklandıracaktır. Bizim Müslümanlar olarak vecibelerimizi yerine getirmemiz gerekiyor. İslam uygarlığını gelecek dönemde yeniden ihya edip insanlığa yol göstermemiz gerekiyor. İslam ümmetini yeniden ayağa kaldırmamız gerekiyor. Çin günden güne gelişiyor. Biz İslam ülkeleri olarak niye hareket etmiyoruz? Siyonizm teşkilatı gece gündüz Müslümanları bölmek için çalışıyor. Bugün bakınız İslam dünyasına hepsi bugün çile içerisinde yaşıyorlar. Biz gerçekten mutluluk istiyorsak fıtratımıza dönelim” diye konuştu. 

“CEHALET, TEFRİKA, FAKİRLİK”

Eski HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Bugün İslam ülkeleri, Afganistan’ın işgali ile başlayan süreç ile emperyalist güçlerin kıskacı altında. Bütün İslam ülkelerinde yaşayan Müslümanları öldürüyorlar, yer altı kaynaklarını alıp gidiyorlar. Bizim kanlarımız üzerinden ticaret yapıyorlar. Sorun belli, hastalık belli, nasıl bu hale düştük, bunu üç kelime ile özetleyebiliriz. Cehalet, tefrika ve fakirlik. Parçalandık, gücümüzü kaybettik. Bizi, yutabilecekleri küçük lokmalara böldüler. Dünya coğrafyasının bütün kaynakları İslam ülkelerinde iken bizler aç kaldık, fakir kaldık. Sorunlarımızı emperyalizmi aracı etmeden kendi aramızda çözebilmemizdir. Ya kardeşlik ruhunu yeniden tesis edeceğiz ya da bu halimiz böyle devam edecektir” diye konuştu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum