12 yılda neler kaybettik?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü Mısır ziyaretiyle iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldı. Türkiye ile Mısır artık siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik ve daha birçok yönden “stratejik dostluk” dönemine giriyor. Mısır’a en son ziyaretini 12 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti başbakanı sıfatıyla gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak Mısır’ı ilk kez ziyaret etmesi sebebiyle Arap basını tarafından “tarihi ziyaret” olarak nitelendirildi.

ANKARA-KAHİRE İLİŞKİLERİ BOZULMASAYDI NELER OLABİLİRDİ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahire’de Abdülfettah Sisi tarafından karşılanırken Türkiye ile Mısır arasındaki normalleşme sürecinde önemli bir adım daha atılmış oldu. Ankara-Kahire hattında uzunca bir süre krize sahne olan ilişkiler, birçok noktada kayba yol açmıştı. Öyle ki “İki ülke arasındaki ilişkiler bozulmasaydı, Ankara İhvan-ı Müslimin’e bu derece zarar gelmesini engelleyebilir miydi?” sorusu zihinlerde bulunuyor.

*DOĞU AKDENİZ’DE BATI DEĞİL, İSLAM ÜLKELERİ KAZANSIN

Öte yandan özellikle Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşım mücadelesinde Yunanistan tarafında yer alan Mısır’ın konumunun da Ankara ile ilişkilerin olumsuzluğu kapsamında şekillendiği düşünülüyor. Erdoğan’ın ziyareti sonrasında Mısır ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz’de iki tarafa da büyük kazanımlar sağlayacak ‘Deniz Yetki Anlaşması’nın imzalanmasının da yakın bir zamanda gerçekleşmesi bekleniyor.

*BU İTTİFAK, İSLAM ÜLKELERİNDEKİ KRİZLERE ÇARE OLABİLİR

Türkiye ve Mısır’ın birlikteliğinden oluşan müttefik gücün, birçok İslam ülkesindeki siyasi gelişmeleri yeniden dizayn edebilecek potansiyelde olabileceği bir gerçek. Türkiye ile Mısır’ın kriz içinde olduğu kayıp yıllar içinde, 2011’den bu yana iç savaşın hüküm sürdüğü Suriye’de, 2015’ten bu yana devam eden Yemen İç Savaşı’nda ve Kaddafi’nin devrilmesinden bu yana bitmek bilmeyen Libya’daki iç çatışmalarda “Türkiye-Mısır İttifakı” çok daha yapıcı bir etki ortaya koyabilirdi.

*TÜRKİYE-MISIR ORTAK GÜCÜ, KATİL İSRAİL’İ CAYDIRACAK GÜÇ OLABİLİR

Filistin topraklarındaki İsrail terörü tüm acımasızlığıyla sürerken, Mısır ve Türkiye ortaklığında oluşacak kurumsal gücün, İsrail için caydırıcı bir güç olabileceği uluslararası otoriteler tarafından teyit edilen bir gerçek olarak ortada duruyor. “12 yıldır süren yıkıcı krizde birçok kazanımdan mahrum kalan iki İslam ülkesi Türkiye-Mısır, kayıp yılları yeniden kazanıma çevirebilmek adına hızlı bir şekilde telafi yoluna gitmeli” yorumları yapılıyor.