Ayşegül AKDENİZ

Ayşegül AKDENİZ


Asım Nasıl Kurtulur?

13 Temmuz 2020 - 07:06 - Güncelleme: 13 Temmuz 2020 - 18:18

 


  "Sen ki Asım'ın neslisin, çiğnetme namusunu.
   At üstünden korkunun ve gafletin kâbusunu.
   Ateşler yakıp Nemrut misali, atsalar seni.
   Sakın ha! Terk etmeyesin, imanını, dinini." diyordu merhum şairimiz Mehmet Akif Ersoy.

   Öyle bir zamana geldik ki artık Asım'ın nesli de bozuldu. Yeni neslin Asımlarını kaybediyoruz ne yazık ki... İçimiz yanıyor, uykumuz kaçıyor. Feryat etmek geliyor içimizden; ama onu da yapamıyoruz. Ne çare ki, sessiz feryatlarımızı içimize atmak zorunda kalıyoruz. 

   Yazılarımı takip edenler bilirler, meselelerin vahametini ortaya koymak için çarpıcı örnekler vermeye çalışırım. Bugün de uçurumun kenarına doğru yol almakta olan Asım'dan ve çilekeş annesi Asiye’den bahsedeceğim sizlere. 

   Asiye'nin babası o daha küçükken vefat etmiştir. Annesi ise evlenip gitmiş, kardeşlerine bakıp büyütme sorumluluğunu da küçük Asiye'nin omuzlarına bırakmıştır. Sonra talibi çıkmıştır Asiye'nin. Sevgisiz büyüyen Asiye inanmıştır talip olan gencin onu sevdiğine ve mutlu edeceğine. Çünkü sevmeye, sevilmeye, gülmeye, mutlu olmaya ihtiyacı vardır. Evlenip İstanbul'a yerleşir kocasıyla beraber. Kocası bir işte dikiş tutturamaz, sürekli maddî sıkıntı yaşarlar. Bu arada 3 çocuğu olur. Sonra bir kadının peşine takılır güvenip de evlendiği ve onunla gurbet ellere geldiği kocası. Terk eder karısını ve çocuklarını. Merdiven silerek ve temizlik yaparak geçimini temin etmeye ve çocuklarına hem analık, hem de babalık yapmaya çalışır Asiye. Boşanır sonra hayırsız kocadan. Kızı evlenir, uçar gider yuvadan; ama o da annesi gibi yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Bir çocuğu olduktan sonra kocasının türlü türlü kötü alışkanlığı ortaya çıkar.

   Asiye'nin büyük oğluna kanser teşhisi konur.  Hastanelere gider gelir oğlunu tedavi ettirmek için. Maddî sıkıntılarının yanına bir de oğlunun hastalığı eklenir. Sonra kaybeder gencecik yaştaki oğlunu. Kendisi de böbrek hastası olur. Kızı bir böbreğini verir annesine. Ailenin babası, bu süreçlerde yine hiç ortada yoktur. Çocuklarına 1 kuruş katkısı olmaz. 

   Küçük oğlu Asım'ın, abisinin ölümüyle psikolojisi altüst olmuştur. Babasından nefret etmekte ve görüşmemektedir. Uzun süre iş arar, bulamaz. Sonra bir iş bulur. Henüz yaşı 18 olmadığı için asgarî ücret bile vermezler; ama razı olur Asım. Çünkü çalışıp annesine destek olmak zorundadır. Tam çalışma hayatına alışmaya başlamıştır ki, virüs sebebiyle işler durduğu için işe devam edemez. 18 yaşına da girmiştir bu arada; ama iş bulamaz. 

   

   Asiye'ye, -sahte bir tablo için rahatlıkla 8 milyon küsur ödeyebilen- İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan toplam yardım aylık 150 liralık gıda desteği, 150 lira da nakit paradır. 3 aylık pandemi döneminde devletten gelen destek de gıda kolisi ve bir kereliğine verilen 1000 TL para yardımıdır. Bu parayla kirasını mı ödesin Asiye, faturalarını mı? Neye yeter bu kadar para?

   Asım bir gün bir arkadaşı vesilesiyle iş bulduğunu söyler annesine. Haftada 3 gün hafta sonları çalışacaktır ve günlük 200 TL para verilecektir ona. 3 gün çalıştığı yerde kalacaktır. Ona orada bir oda da verilmiştir. 

                                                           *     *     *

    Asiye'yi hâl-hatır sormak için aradığımda öğrendim durumu. "Nasıl bir işmiş ki bu böyle günlük 200 TL veriliyor?" diye sorduğumda Asiye "Getir götür işi yapıyormuş" diye cevap verdi. "İyi de ne götürüp getiriyor? Nerede çalışıyor? İşveren kim? Zaman kötü. Her şey olabilir. Bunları bir araştırın bakalım." dedim. "Tamam, doğru söylüyorsun. " diye cevap verdi Asiye. Daha sonra arayıp ne oldu diye sorduğumda ise, "İşyerine gitmemizi istemiyor, adres de vermek istemiyor. Hatta kapıda güvenlik var. Gelseniz de içeri giremezsiniz diyor." şeklinde  cevap verdiler Asiye ve kızı. Onlar da şüphelenip uyarmışlar Asım'ı. Ama Asım oralı olmamış. 

   Bir avukat tanıdığımı arayıp durumu anlattım. Asım'a nasıl yardımcı olabiliriz diye sordum. 'Bu anlattıklarından aklıma mafya ve kumarhane geliyor. Kurban olayım sen bulaşma bu işlere. Sana da bir zarar verebilirler.' diye cevap verdi. Aklınca çok sevdiği için beni uyardı sağ olsun. "Korkup ilgilenmeyelim yani bu işle. Bırakalım ne hâli varsa görsün öyle mi? Bu çocuk sizin kardeşiniz olsaydı öyle mi diyecektiniz? Müminler kardeştir buyurmuyor mu Rabbimiz Hucurat suresinde?" deyince, bu kez "Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Sen bunu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'na yaz." dedi. 

   Ben buradan başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Zehra Zümrüt Selçuk olmak üzere tüm yetkililere seslenmek istiyorum: 

   Sahip çıkılmayan sahipsiz gençlere, yeteri kadar destek olunmayan yoksul ailelerin çocuklarına mafya sahip çıkıyor maalesef ve bunlar yasal olmayan kirli işlerde kurye olarak kullanılıyor. Bugün çocuk taşıdığı paketin ne olduğunu bilmez. Yarın anlar belki; ama umursamaz. Çünkü paraya ihtiyacı vardır. Para kazanıp yardıma muhtaç durumdaki annesine destek olmak zorundadır. Belki daha sonra eline silâh da verilecek, tetikçi olması istenecek. Kim bilir?..

   Ey sorumluluk yüklenen idareciler! Bilgili ve aydın insanlar! Eli kalem tutanlar! Toplumsal sorunları dert edinenler! Hepinize soruyorum: Asım nasıl kurtulur? Asım gibi uçurumun eşiğinde olan binlerce genç nasıl kurtulur?

   İçinde bulunduğumuz koşturmacaya, ya da tatile biraz ara verip düşünsek diyorum. 

   Asımların kurtulması için kafa yormanın, birlik olmanın ve ne gerekiyorsa yapmanın zamanı çoktan gelmedi mi?..
  
   Sosyolog ve Aile Danışmanı

   Ayşegül Akdeniz

   [email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum